TENS Tedavisi Hangi Durumlarda ve Nasıl Kullanılır?

TENS tedavisi

TENS Tedavisi Hangi Ağrıların Tedavisinde ve Nasıl Kullanılır ?

TENS tedavisi veya transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu, ağrı yönetimi için invazif olmayan, ilaçsız bir seçenektir. TENS tedavisi sırasında ağrı sinyallerini, kullanıcı tarafından kontrol edilen ve bir karıncalanma hissi ile değiştirir. TENS uygulaması mekanizması oldukça basit olmasına rağmen, akılda tutulması gereken bazı önemli şeyler vardır. TENS ünitesinin nasıl doğru kullanılacağını bilmek, uzun süreli ağrı yönetiminin anahtarıdır.

TENS tedavisi ve TENS ünitesi

TENS tedavisi nedir ve hangi durumlarda kullanılır?

Transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS), iki kablonun bağlı olduğu cep telefonu boyutunda bir ünitedir. Her bir kablonun sonunda, vücudunuza yerleştirdiğiniz kendiliğinden yapışan bir ped bulunur. Nazik bir elektrik akımı kablolar boyunca ve pedlerin üzerinde hareket eder. Hastalar ağrı ile vücut bölgelerine pedleri yerleştirir ve ünite üzerindeki bir düğme ile elektrik akımını aktif hale getirir. Bu basit cihazın, yan etkiler olmaksızın ve diğer tedavilerle etkileşim olasılığı olmaksızın sinir ağrısını hafiflettiği gösterilmiştir.

Yapılan araştırmalar, aşağıdaki durumlarda TENS’in potansiyel etkinli olduğunu göstermiştir:

  • Boyun ağrısı
  • Bel ağrısı
  • Siyatik
  • Osteoartrit ve diğer artrit türleri
  • Bursit
  • Tendinit
  • Kanser ağrısı
  • Omuz ağrısı ve donmuş omuz
  • Nöralji
  • Migren ve baş ağrıları

TENS’in diyabetik nöropatili kişiler için yararlı olabileceğine dair bazı göstergeler de vardır.

Hastaların çoğu, TENS ünitesiyle 30 dakikalık bir seansın ağrıyı saatlerce hafiflettiğini fark eder. Bazıları TENS ünitelerini günlük aktiviteleri sırasında kullanabilir, aksi halde bu aktiviteler ağrıya neden olabilir.

TENS ünitesi nasıl kullanılır?

TENS ünitesinin nasıl kullanılacağını öğrenmenin ilk adımı doktorunuzla konuşmaktır. TENS ünite tedavisinin sizin için iyi bir tedavi seçeneği olup olmadığına karar vermenize doktorunuz yardımcı olabilir ve ayrıca üniteyi en iyi sonuçlar için güvenle kullanmanı konusunda sizi bilgilendirebilir.

Genel güvenlik yönergeleri

Genel olarak, TENS ünitesi tarafından iletilen elektrik akımı güvenlidir ve elektrik çarpması için bir tehdit oluşturmaz. Bununla birlikte, yanık veya diğer ilgisiz yan etkilerin riskini azaltmak için izlenecek bazı genel güvenlik yönergeleri vardır.

Birçok hasta, günlük egzersiz sırasında TENS ünitesini kullanmanın etkinliği artırdığını fark eder. Bisiklete binmek veya doğa yürüyüşü yapmak gibi düşük yoğunluklu egzersizler sırasında bu tedaviden yararlanmak mümkündür.

Banyoda veya duşta TENS ünitesi kullanmayın. Bu üniteye zarar verebilir ve aynı zamanda su olan alanda elektrikli cihaz kullanmak her zaman iyi bir fikir değil.

TENS ünitesi pedlerinizi sadece kendiniz kullanın. Bir başkasının vücudunun ağrısız bir bölümünde karıncalanma hissinin nasıl hissettirdiğini göstermek için bile onları paylaşmayın. Hijyenik değil.

Vücudunuza pedleri yapıştırırken, çıkarırken veya başka bir şekilde yeniden yerleştirirken TENS ünitesinin kapalı olduğundan emin olun.

TENS tedavisi için elektrotların yerleştirilmesi

TENS ünitesi elektrot yerleşimi çok önemlidir. Elektrotların uygun şekilde yerleştirilmesi, bu tedavinin etkinliğini artırabilir.

Başlamadan önce, pillerin düzgün şekilde takıldığından olun. Tel uçlarını elektrot pedlerine tamamen yerleştirin (açıkta metal olmamalı), ardından uçları TENS ünitenize takın.

TENS tedavisi

Cildiniz temiz, kuru olmalı ve üzerinde losyon, yağ veya toz olmamalıdır.

Elektrotlar doğrudan ağrılı bölgenin üzerine veya çok yakınına yerleştirilmelidir. Olası cilt tahrişini önlemek için elektrotları yerleştirdiğiniz yeri değiştirmeniz önemlidir.  Tam bir devre oluşturmak için iki veya dört ped kullanmanız gerekir. Bu pedler arasındaki mesafenin değiştirilmesi, aralarında akan elektrik miktarını ve akımın yoğunluğunu değiştirir. Pedler arasında en az 2-3cm aralık olması gerekmesine rağmen, aralarındaki mesafe ne kadar fazla olursa o kadar az etkili olacaklarını da unutmayın. Ağrılı bölgeye ne kadar yakın olursanız, tedavi o kadar etkili olacaktır.

Bu alanlardan kaçının

Elektrotlar vücut üzerindeki herhangi bir metalle (örneğin bir kemer veya mücevher) temas etmemelidir.

TENS ünitesi elektrot yerleşimi düşünüldüğünde kaçınılması gereken bazı alanlar da vardır :

  • Gözler ve boğaz
  • Kesik veya yaralarda (ve genel olarak yaralanmış ciltte)
  • Tümörlerde
  • Doğrudan omurilikte
  • Vücut boşluklarının içinde
  • Doğrudan kemiklerin üzerinde

Elektrik akımı güç ayarlaması

TENS ünitenizi ilk kez kullandığınızda, doktorunuz elektrik akımını hangi güçte ayarlayacağınızın belirlenmesine yardımcı olabilir.

Vücudunuzun buna alıştığını ve karıncalanma hissinin azaldığını fark edebilirsiniz. Böyle bir durumda, doktorunuza, hissin mevcut olması ama yine de rahat olması için gücü artırmanın uygun olup olmadığını sorabilirsiniz.

TENS tedavisi gün içinde ne kadar süre kullanılmalıdır?

Rahatlama sağladığı sürece TENS ünitesi kullanılabilir. Ağrı azalmaya başlarsa mola verilebilir. Bu, sinirlerinizin biraz gevşemesini ve sakinleşmesini sağlar. Belli bir süre sonra ağrı geri gelirse, TENS ünitenizin ağrıyı hafifletmek içi tekrar kullanabilirsiniz.

TENS tedavisi, diğer tedavilerle birlikte de kullanılabilir. TENS ünitenizi kullanmak için bir zaman çizelgesi içeren koordineli bir tedavi planı hakkında doktorunuzla konuşabilirsiniz.

TENS ünitemi uyurken kullanabilir miyim?

Uyurken bir TENS ünitesi kullanmak pratik görünebilir, özellikle ağrı durumunuz geceleri alevleniyorsa, ancak bu iyi bir fikir değildir. Elektrotlar, cilde çok sıkı bastırılırsa veya pedlerden biri koparsa cild tahriş olabilir. Farklı veya olağandışı olabilecek değişiklikleri veya duyumları izlemek için tamamen dikkatli olmak ve TENS ünitenizi kontrol altında tutmak her zaman daha güvenlidir.

TENS tedavisi hangi sıklıkla kullanabilir?

Rahatlama sağlamaktaysa TENS tedavisini günlük olarak kullanabilirsiniz. Bazı hastalar 30 dakikalık bir seansın tüm gün rahatlama sağladığını görürken, diğerlerinin ünitelerini her iki saatte bir kullanmaları gerekebilir. Bir TENS ünitesini ne sıklıkta kullanabileceğinize dair en iyi kılavuz,sizin rahatınız ve ağrınızın giderilmesidir.

Bazı hastalar periyodik olarak üç ila beş gün ara vermeyi faydalı bulmaktadır. TENS ünitenizin ağrınızı hafifletmek için etkisini azaldığını fark ederseniz, kısa bir mola etkinliğini geri kazandırabilir.

TENS üniteme nasıl bakım sağlamam gerek?

TENS ünitenizin bakımı konusunda bilmeniz gereken birkaç husus vardır. Her kullanımdan sonra, kablo uçları ünite kapatıldıktan sonra pedlerden çıkarılabilir, ancak üniteyi birkaç saat içinde tekrar kullanırsanız pedler ciltte kalabilir. Pedleri çıkarmak istiyorsanız, cildinizden dikkatlice alın ve plastik kılıflarında saklayın. Temiz cilt üzerinde kullanırsanız ve kullandıktan sonra düzgün bir şekilde saklarsanız bu pedler daha uzun süre dayanır.

TENS ünitenizin periyodik olarak temizlenmesi gerekir. Kapatıldığından emin olun, ardından nemli, yumuşak bir bezle silin. Ünite üzerinde temizleyici veya aşındırıcı kullanmayın. Üniteyi uzun süre saklarsanız, pilleri çıkarın ve üniteyi ve kablo uçlarını serin ve kuru bir yerde saklayın. Giriş kablolarını bükmemeye veya kıvırmamaya dikkat edin.

TENS tedavisinin yan etkiler veya potansiyel riskler var mı?

TENS ünitesi tedavisinin potansiyel olarak yaygın olan tek yan etkisi, bazen hoş, bazen hafif rahatsız edici  (hastaya bağlı olarak) olan hafif karıncalanma hissidir. Rahatlama bulan çoğu hasta, ağrıları yerine karıncalanmayı tercih eder ve karıncalanmaya her düzeyde alışır. Bununla birlikte, cildin tahriş olmasını veya elektrik çarpmasını önlemek için uygun elektrik stimülasyon düzeyini belirlemek için doktorunuzla birlikte çalışmak önemlidir. 

TENS tedavisi hastaların büyük çoğunluğu için güvenli olsa da, bu cihazı kullanmaması gereken hastalar da vardır. Kalp pili olanlar da dahil olmak üzere kardiyak hastalar TENS ünitesi kullanamayabilir. İmplante edilmiş metal cihazlara veya kalıcı pompalara veya diğer monitör tiplerine sahip hastalar, ağrıyı gidermek için bir TENS ünitesi kullanmamalıdır.

Ayrıca hamile kadınlar TENS ünitesinin güvenliği hakkında doktorlarıyla konuşmalıdır (reçetesiz satın alınabilenler dahil).

Postherpetik Nevralji Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

postherpetik nevralji

Postherpetik Nevralji (Zona Ağrısı) Tanı ve Tedavisi

Postherpetik nevralji nedir?

Postherpetik nevralji, herpes zoster virüsüne bağlı komplikasyonların neden olduğu bir nöropatik ağrı türüdür. Bu virüs çocuklarda suçiçeği, yetişkinlerde zona hastalığı yapar.  Bu hastalıklara yakalanan bireylerin % 10-18’inin herpetik nevralji geçireceği tahmin edilmektedir.

Postherpetik Nevralji

Bir kişi çocukluk döneminde herpes zoster virüsüne veya suçiçeği hastalığına yakalanırsa doğal bir bağışıklık geliştirir. Vücut bağışıklık geliştirirken, virüs vücut içinde uykuda kalır. Bu nedenle, vücudun bağışıklık sisteminin tehlikeye girdiği bir dönem olursa, virüsün yeniden aktive olma riski vardır. Örneğin, bireyler yüksek derecede stres altındayken veya vücudun bağışıklık sistemini baskılayan belirli türden ilaçlar aldıklarında, zona semptomları geliştirme riski daha yüksektir.

Postherpetik nevralji ile ilişkili ağrı ve diğer semptomların, virüs salgını sonrasında sinir liflerinde devam eden hasarın sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Salgın sonucu tahriş olan veya yaralanan sinirler, omuriliğe ve beyne abartılı ağrı sinyalleri gönderir.

Su çiçeği aşısının ortaya çıkmasından bu yana, bazı çalışmalar postherpetik nevralji geliştirme riskinin yaklaşık% 70 oranında azaldığını bildirmekteler.

Postherpetik nevralji semptomları

Postherpetik nevraljinin belirti ve semptomları genellikle, cilt alanıyla sınırlıdır ve genellikle en yaygın olarak vücudunuzun bir tarafında gövdenizin etrafında bir bant şeklinde ortaya çıkar. Belirtiler ve semptomlar şunları içerebilir:

  • Zona döküntüsü iyileştikten sonra üç ay veya daha uzun süren ağrı. Ağrı, yanma, uyşma, karıncalanma, keskin ve batma şeklinde veya derin ve acıverici olabilir.
  • Hafif dokunuşa duyarlılık (allodini). Rahatsızlığı olan kişiler genellikle etkilenen ciltte giysi dokunuşuna bile dayanamazlar.
  • Kaşıntı ve uyuşma. Daha az yaygın olarak, postherpetik nevralji kaşıntılı bir his veya uyuşukluk üretebilir.

Postherpetik nevralji teşhisi ve tedavisi

Doktor hastanın şikayetlerini dinler, iyi bir anamnez alır ve cildi muayene eder. Çoğu durumda test gerekmez.

Postherpetik nevraljinin tam tedavisi olmasa da, ağrıyı ve ilişkili semptomlarını tedavi etmek için çeşitli tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Ağrıyı azaltmak için genellikle bir tedavi kombinasyonu gerekir.

İlaç Tedavisi

Lidokain ve kapsaisin içeren topikal (direk cilt üzerine uygulanan) ajanlar, antikonvülzan ilaçlar (sara ilaçları), antidepresanlar ve opioid ağrı kesiciler postherpetik nevraljinin tedavisinde kullanılabilir.

TENS tedavisi

Nadir de olsa, postherpetik nevrajisi olan bazı kişiler kronik ve aralıksız nöropatik ağrı semptomlarından muzdariptir. Bu durumlarda hasta, transkutanöz elektriksel sinir stimülasyon (TENS) ünitesi için iyi bir aday olabilir. Bu cihaz, deri yüzeyinden periferik sinir uçlarının çok hafif bir elektriksel uyarım yapar. Ağrı bilgisinin periferik sinirlerden omuriliğe ve beyne iletilmesini engeller.

Girişimsel Algoloji Tedavileri

Postherpetik nevraljini önlemek ve tedavi etmek için algoloji uzmanları tarafından hasarlanan sinirlerin bloğu, sempatik bloklar, epidural ve paravertebral bloklar ve radyofrekans ablasyon yöntemleri başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Bunların yanında Dorsal Kolon Stimülasyonu (DCS) tedaviye dirençli vakalarda tercih edilebilir.

Aşılama

Zona (Herpes Zoster)  insidansını azaltmak ve Postherpetik nevraljiyi önlemek için, 60 yaş ve üstü immün sistemi yeterli yetişkinlerde zoster aşısının uygulanması Amerika Birleşik Devletleri Bağışıklama Uygulamaları Danışma Komiteleri (ACIP) tarafından önerilmektedir.

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu veya Refleks Sempatik Distrofi Nedir? Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Nedir?

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu (KBAS) merkezi veya periferik sinir sistemindeki işlev bozukluğunun bir sonucu olan kronik bir ağrı durumudur. Daha önce olan bir yaralanmayla ilgili olabilir. Genellikle, bir kolu ya da bacağı etkilemektedir. Bu rahatsızlığa sahip hastalar, gerçek yaralanma veya doku hasarıyla (varsa) orantısız bir ağrı yaşayabilir.

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromunun (KBAS) Belirtileri

İki tür Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu (KBAS) vardır: KBAS-I ve KBAS-II. Semptomlar genellikle vücudun belirli bir bölgesinde hissedilir, ancak zamanla dışa doğru yayılabilir. KBAS semptomları şunları içerebilir:

  • Ciltte renk değişikliği
  • Üç ay veya daha uzun süren sürekli ağrı, genellikle “zonklama” veya “yanma” hissi olarak hissedilir
  • Soğuğa veya basınca karşı artan hassasiyet
  • Etkilenen bölgede / bölgelerde şişme
  • Soğuk hissetmekten sıcak veya terli hissetmeye hızlı değişimler
  • Saç veya tırnak büyümesinde bozulma
  • Eklem hareketlerinin veya esnekliğinin azalması
  • Kas spazmları
  • Kas atrofisi (yani kas tonusu ve gücü kaybı)
  • Etkilenen vücut bölgelerinde hareket kabiliyetinin bozulması

Ağrının eşlik edebileceği şişlik ve cildi etkileyen diğer semptomlar (soğuğa karşı artan hassasiyet gibi) genellikle kompleks bölgesel ağrı sendromunun başlangıcında görülür. Bazı araştırmalar, duygusal stresin semptom şiddetinin artmasına neden olabileceğini göstermektedir. Bu durum zamanla onarılamaz hasara yol açabilir. Kas gerginliği veya spazm gibi semptomlar, özellikle cilt pigmentasyonunda azalma ve cilt sıcaklığının azalması, hastalığın ilerlemiş ve muhtemelen geri döndürülemez olduğunu gösterebilir.

KBAS Nedenleri

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. KBAS bir yaralanma, ameliyat, kalp krizi veya felçten sonra gelişir.

KBAS tip 1 – Refleks Sempatik Distrofi (RSD) olarak da bilinen bu tip, etkilenen uzuvunuzdaki sinirlere doğrudan zarar vermeyen yaralanmadan sonra ortaya çıkar. Kompleks bölgesel ağrı sendromu olan hastaların yaklaşık% 90’ı tip 1’e sahiptir.

KBAS tip 2 –  Kozalji olarak da adlandırılan bu tip, tip 1’dekine benzer semptomlara sahiptir. Ancak tip 2 KBAS, belirgin bir sinir yaralanmasından sonra ortaya çıkar.

KBAS’nun Teşhisi

KBAS teşhisi, fizik muayeneye ve tıbbi geçmişe dayanır. KBAS’ı kesin olarak teşhis edebilecek tek bir test yoktur, ancak aşağıdaki prosedürler önemli ipuçları sağlayabilir:

  • Kemik taraması (sintigrafisi) – Bu prosedür kemiklerde olan değişikliklerin bulunmasına yardımcı olabilir. Damarlardan birine enjekte edilen radyoaktif bir madde, kemiklerinizin özel bir kamera ile görülmesini sağlar.
  • Kemik dansitometresi – Kemiklerinizdeki mineral kaybı, hastalığın sonraki aşamalarında bir röntgende görünebilir.
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) – MRG testi ile yakalanan görüntüler, diğer koşulları ekarte eden doku değişikliklerini gösterebilir.

KBAS Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kompleks bölgesel ağrı sendromunda, yardımcı olabilecek tedaviler vardır:

  • Fizik Tedavi
  • İlaç tedavisi
  • Biofeedback
  • Akupunktur
  • Sempatik bloklar
  • Omurilik uyarımı (DCS) gibi girişimsel tedaviler

İnvazif olamayan tedaviler

Erken başlangıçlı KBAS olan hastalar için fizik tedavi faydalı olabilir. Bu tedavi aşağıdakilerle ilgili sorunları çözebilir:

  • Hareketlilik
  • Kan akışı
  • Kas gücü
  • Kas tonusu
  • Eklem sertliği

Hastalığın erken evrelerinde fizik tedavinin etkili olduğu, hastaların durumlarının daha da kötüye gitmesini azalttığı ve iyileşmeye yardımcı olduğu bilinmektedir.

KBAS için alternatif tedaviler arasında biofeedback eğitimi bulunur. Bu tedavi, elektroensefalografi gibi ölçümleri okumayı ve bunların ağrıya veya cilt sıcaklığı değişiklikleri gibi semptomlara yanıt olarak nasıl değiştiğin hastaya öğretmeyi içerir. Hasta daha sonra semptomların hafifletilmesine katkıda bulunabilecek gevşeme ve başa çıkma tekniklerini uygular.

Endorfin salınımını teşvik etmek için steril paslanmaz çelik iğnelerin vücuttaki belirli noktalara yerleştirildiği akupunkturun da semptomlarının tedavisinde etkili olabildiği düşünülmektedir.

İlaçlarla Tedavi

Ne yazık ki tek bir ilaç, KBAS’nun tüm semptomlarını çözemez. Bununla birlikte, bazıları bir veya iki semptomu çok iyi ele alabilir . Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ’ler) hafif ila orta derecede ağrı ve iltihabı hafifletebilir. Prednizon ve kortizon gibi oral kortikosteroidler de iltihaplanmayı engeller ve ağrının azalmasına neden olabilir. Antikonvülsanlar (sara ilaçları) ve antidepresanlar gibi diğer bazı ilaçlar, varsa kas gerginliğini ve sertliğini etkili bir şekilde tedavi edebilir. Doktor kemik kaybını önlemek veya durdurmak için ilaçlar önerebilir.

Bazı araştırmalar, güçlü bir anestezik olan intravenöz ketaminin düşük dozlarının ağrıyı önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir.

Girişimsel algoloji tedavileri

Algoloji uzmanları tarafından uygulanan sempatik sinir blokları ve/veya nörolizi ağrıların hafifletilmesine ve kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bunun yanında etkilenen bölgedeki damarların genişlemesine ve kan dolaşımının iyileşmesine neden olur.

Omurilik stimülasyonu (DCS), beyne giden ağrı sinyallerini bozan bir cihazın omurga içerisine cerrahi implantasyonunu içerir. İntratekal pompa implantları, hastanın ihtiyacı olduğunda kişisel olarak kullanabileceği bir uzaktan kumandaya yanıt olarak omurilik sinirlerine ağrı kesici ilaçlar verir. Bunlar, ağrısı geleneksel tedaviye yanıt vermeyen hastalar için seçeneklerdir.

Ayna tedavisi

Bu tür bir tedavi için, beyni kandırmaya yardımcı olmak için bir ayna kullanılır. Bir ayna veya ayna kutusunun önünde otururken, sağlıklı uzvu hareket ettirirsiniz, böylece aynadaki yansımayı beyin KBAS’dan etkilenen uzuv olarak algılar. Araştırmalar, KBAS’lu kişilerin etkilenen uzuvlarının fonksiyonlarının iyileştirilmesine ve ağrının azaltılmasına bu tedavinin yardımcı olabileceğini gösteriyor.