Geçmeyen bel ağrısı omurgayı oluşturan kemikler, kaslar, diskler, sinirler ve eklemler gibi farklı anatomik yapıların herhangi birisinin zedelenmesinden kaynaklanabilir. Bilindiği üzere bel ağrılarının büyük çoğunluğunun nedeni mekanik zorlanmaya bağlı durumlardır. Bunlar arasında en sık görülenleri kas zorlanması, bel fıtığı ve kireçlenmedir. Mekanik zorlanmanın olduğu durumlarda seyir iyidir. Ağrılı atakların büyük bir kısmı kısa sürede iyileşir. Geçmeyen bel ağrısı çok nadiren iltihaplı hastalıklar, infeksiyonlar ve kemik hastalıklarına ve diğer organlardan yansıyan ağrılara da bağlı olabilir.
Geçmeyen bel ağrısı ve sırt ağrısı nedenleri, teşhisi ve tedavisi çoğu zaman benzer olduğu için bu yazımızda değindiğimiz bel ağrısına ait bilgilerin sırt ağrısı için de geçerliliği vardır. Bu nedenle sırt ağrısı olan okurlarımız da bu yazıdan faydalana bileceklerini düşünüyoruz. Kısa bir ek bilgi hatırlatması sonrası devam edelim:
Daha detaylı bilgi için bel ağrılarının nedenlerinden tek tek bahsetmek isterim:
Mekanik bel ağrısına en sık neden olan hastalıklar şunlardır:
Bel ağrısının en yaygın nedeni kas ve bağların aşırı gerilmesidir. Gerilmeye bağlı zorlanma dizleri bükmeden öne eğilme, ağırlık kaldırma, ağırlık taşıma, dönme gibi uygun olmayan pozisyonlarda oluşmuşsa daha da önemlidir. Kas zorlanmasında ağrı genellikle bel bölgesinde olur ve bel hareketlerinin kısıtlandığını görürüz.
Bel fıtığı veya disk kayması ani tek bir hareketten ziyade tekrarlamalı hareketlerin etkisiyle oluşur. Öne eğilme, dönme ve ağır kaldırma gibi hareketlerin tekrar tekrar yapılmasıyla, diskler zorlanır ve yıpranır.
Diskin ortasındaki çekirdek, etrafındaki koruyucu yapıdaki yarıklara ve çatlaklıklara doğru sızar ve disk bombeleşir. Bu durum bel fıtığı başlangıcı olarak değerlendirilir. Daha ileri aşamada ise bombeleşen kısım fıtıklaşır ve bel fıtığı gelişir.
Fıtıklaşan kısım yeterince büyükse, diskin yanındaki bacağa giden siniri sıkıştırabilir. Bu durumda bel ağrısı yanında bacağa yayılan ağrı, karıncalanma, uyuşma ve güçsüzlük gibi yakınmalar olabilir.
Dejeneratif osteoartrit veya spondiloz olarak adlandırılan kireçlenme, kemik, eklem ve disklerin yaşlanmasıyla birlikte, yıpranması ile ortaya çıkan ve çok yaygın görülen bir hastalıktır. Gerçekte bu değişiklikler yaklaşık 25 yaşlarında başlar, orta yaşa gelindiğinde ise çoğumuzda vardır.
Alt bel bölgesi tüm vücut ağırlığını taşıdığı için ve eğilme ve dönme hareketleri çok fazla yapıldığı için en sık bu bölgede görülür. Yaşlanma süreciyle birlikte disk yükseklikleri azalır, omur araları ve eklem aralıkları daralır. Omurilik kanalı daralabilir, sinirler baskı altmda kalabilir. Belde ağrı ve tutukluk olur, hareketler kısıtlanır. Ağrı bacağa da yayılabilir.
Kireçlenme, hiç yakınması olmayanlarda da belirli yaştan sonra sıklıkla görülebilir. Bunun için kireçlenmeyi ağrının tek nedeni olarak değerlendirmek güçtür.
Faset eklemler omur kemikleri arasında olan önemli eklemlerdir. Bu eklemlerde genişleme bazen omurilik sinirlerini omurilik kanalında çıktığı noktalarda sıkıştırabilir. Bu da ağrıya sebep olur. Sinir sıkışması olmasa bile belin arkaya bükülmesi sırasında veya belin sağa sola eğilmesi sırasında, ve gece yatakta dönerken daha da artan bel ağrısı yapar. Bacakta dizlerin altına genellikle yayılmayan şiddetli bel ağrısı olarak gözlemleriz.
Bir omur kemiğinin diğeri üzerinde öne ve arkaya doğru yer değiştirmesidir. Çocukluk çağında görülen en sık bel ağrısı nedenidir. Doğuştan olabileceği gibi kireçlenme, travma gibi nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Sinir veya bağlarda gerilmeyle bel ve bacakta ağrı hissedilebilir.
Genellikle kireçlenme sonucunda omurilik kanalı daralır. Bel ağrısı ve bacaklara giden sinirlerin etkilenmesiyle bacakta ağrı, uyuşma ve karıncalanma da olabilir. Ağrı, ayakta kalma, yürüme ve özellikle yokuş aşağı yürüme ve arkaya eğilme ile artar, öne eğilme ile azalır.
Normal omurgaya yandan bakıldığında doğal kavisler gözlenir. Arkadan ve önden bakıldığında ise omurga düzgün olmalıdır. Omurganın normal kavislerinin bozulması ve düzgünlüğünün kaybolması skolyoz olarak tanımlanır.
Çocukluk ve gelişme çağında görülen skolyoz, ağrılı olmadığından genellikle gözden kaçar. Yaş ilerledikçe skolyoz bel ve sırt ağrılarına neden olabilir.
Bel ağrısı olan hastanın ağrılarını tedavi etmesi için nasıl bir yol izlemesi gerektiği ve bel ağrısı teşhisinin nasıl yapıldığı ile ilgili detaylı bilgi almak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın: Boyun, sırt ve bel ağrısı neden olur? Bu ağrılara hangi bölüm bakar ve teşhisi nasıl yapılır?
Bel ağrısı olan hastalarda belirtiler aniden veya yavaş yavaş ortaya çıkabilir. Bazen hasta bir nesneyi kaldırmak için eğildiğinde ağrı başlar, bazı durumlardaysa hasta ağrının ne zaman ve nasıl başladığını tarif edemez. Hastalar hatta bazen ağrısının bir hareket sırasında belinde oluşan ses (“kırt” diye bir ses) sonrası ağrısının başladığını anlatırlar.
Ağrı bıçak batması, yanma, acı şeklinde olabilir, bazen kalça ve bacak arkasına (siyatik) yayılabilir, elektrik çarpması ayakta uyuşma şeklinde ağrı tarif edilir.
Bel ağrısı sırasında hastalarda yaygın olarak gördüğümüz birkaç yaygın semptomalara seğinmek isterim:
Hastalar belini hareket ettirmek veya düzeltmek istediklerinde tutukluk oluştuğunu ve zorlandıklarını ifade ederler. Oturdukları yerden kalkmaları biraz zaman alır ve bel kaslarının gevşemesi için biraz yürümeleri gerektiğini ifade ederler.
Bel ve sırt ağrısı olan çoğu kişi dik durmakta zorlanır ve öne veya yana doğru eğilirler. Normal postüre sahip kişilerin omurgasının bel kısmında öne doğru bir eğrilik mevcut. Bel ve sırt ağrısı olanlarda bu eğrilik düzleşmiş olur.
Özellikle bel kaslarının gerilme sonrasında zedelenmesine bağlı bel kasları kontrolsüz bir şekilde kasılabilir ve spazma uğrar. Kas spzmaları ayakta durmayı, yürümeyi, hareket etmeyi zorlaştırır ve bazı durumlarda imkansız hale getirir.
Bel fıtığı, faset eklemlerinde genişlemesi gibi herhangi bir sebepten omuriliğinden köken alan ve bacaklara giden sinirlerin sıkışmasına neden olan durumlarda bel ağrısına bacağa yayılan (siyatik ağrısı) ağrı da hastaların ikayetleri arasına olmaktadır. Hastalar yürümekte zorlanır ve belli mesafe yürüdükten sonra mutlaka istirahat etme gerekliliği duyarlar.
Bel ağrısı için önerilen tedavinin amacı ağrıyı azaltmak, aktif yaşama ve işe dönüşü sağlamaktır. Yaşam kalitesinin yükselmesi, hastanın psikoloji ve sosyel yaşamının iyiye doğru değişmesi biz doktorlar için tedavinin amacına ulaştığını göstermektedir.
Bel ağrısının tedavisinde çok fazla tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Yazımızda bunlardan bazılarına parmak basacağız:
Yeni başlayan bel ağrısı varsa birkaç gün süreyle belin ve dizlerin altına konulan yastıkla uygun destek sağlanarak yatak istirahati önerilir. Uzun süreli istirahat kasları, kemikleri ve kondisyonu zayıflatır. Bu da iyileşmeyi geciktirdiği için kaçınılmalıdır ve mümkün olduğunca erken normal yaşama dönmeye çalışılmalıdır. (yan sütuna bel ağrı ve istiraha yazısını yerleştir)
Sıcak veya soğuk uygulamalar, çeşitli elektrik akımları, traksiyon (çekme), masaj ve elle tedavi (manipülasyon) ve egzersiz gibi çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bunlar ağrı ve gerginliği azaltmada etkili olabilir.
Ağrı kesici, iltihap giderici ve kas gevşetici ilaçlar doktor önerisiyle alınabilir. Ağrı uzun sürdüğünde depresyon gibi psikolojik sorunlar gelişmişse bunlar için gerekli tedaviler doktorunuz tarafından önerilebilir.
Özellikle geçmeyen bel ağrılarında girişimsel ağrı tedavileri algoloji uzmanları tarafından başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Girişimsel ağrı tedavilerinin bazı riskleri ve komplikasyonları var. Bu nedenle algoloji eğitimi almış uzman doktorların bu girişimleri yapması komplikasyon riskini en aza düşürecektir.
Ağrılı atak döneminde bel korseleri bel hareketlerinin kısıtlanmasında destek sağlayarak bel ağrısının azalmasında etkili olabilirler. Fakat uzun süreli kullanımları kas güçsüzlüğüne yol açtığından önerilmez.
Geçmeyen bel ağrısı olan hastaların çok az bir kısmında, ameliyata gerek duyulur. Diğer tüm tedavilere cevap vermeyen, ciddi ve dirençli ağrılı durumlarda cerrahi operasyon düşünülür. Sinire ve/veya omuriliğe bası yaparak bacakta ilerleyen güçsüzlüğe, idrar ve dışkılama sorununa neden olan bel fıtığında ve diğer hastalıklarda, doktorunuz acilen ameliyat olmanızı önerebilir.