Fibromiyalji Ağrısı Düşük Doz Naltrekson ile Önlenebilir mi?

Fibromiyalji - Naltrekson - Naltrexone - Fibromyalgia

Fibromiyalji Ağrısı Düşük Doz Naltrekson ile Önlenebilir mi?

Yakın zamanda yayınlanan veriler, kadınlarda fibromiyaljiye bağlı ağrıyı tedavi etmek için düşük doz naltreksonun yaygın olarak reçete edilmesine rağmen, ilacın herhangi bir analjezik etkiye sahip olduğuna dair kanıt bulunmadığını göstermektedir.

Fibromiyalji - Naltrekson - Naltrexone - Fibromyalgia

Randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışma Danimarka’daki Odense Üniversite Hastanesi Ağrı Merkezi’nde 18 ila 64 yaş arası (ortalama yaş 56) kadınlarda gerçekleştirilmiştir (Lancet Rheumatol 2023;6[1]:e31-e39). Araştırmacılar, 6 Ocak 2021 ile 27 Aralık 2022 tarihleri arasında toplam 158 katılımcıyı uygunluk açısından değerlendirmiştir. Değerlendirmenin ardından, fibromiyalji tanısı konan ve son yedi gün içinde 0’dan 10’a kadar sayısal derecelendirme ölçeğinde kendi bildirdiği ortalama ağrı puanı en az 4 olan 99 kadın, rastgele 1:1 oranında 6 mg naltrekson veya aynı görünen bir plasebo almak üzere belirlenmiştir.

Araştırmacılar, başlangıçtan 12. haftaya kadar 11 puanlık bir ağrı şiddeti sayısal derecelendirme ölçeğinde, ağrı şiddetindeki ortalama değişimin naltrekson grubunda 1.3 puan (%95 GA, 1.7 ila 0.8) ve plasebo grubunda 0.9 (%95 GA, 1.4 ila 0.5) olduğunu bulmuşlardır. Analiz, gruplar arasındaki 0.34’lük farkın istatistiksel olarak anlamsız olduğunu göstermiştir (P=0.27). Yan etkiler naltrekson grubundaki 49 hastadan dördünün ve plasebo grubundaki 50 hastadan üçünün tedaviyi bırakmasına yol açmıştır. Ancak, naltrekson grubundaki %84’e kıyasla plasebo grubundaki hastaların daha yüksek bir yüzdesi (%86) yan etki yaşamıştır. Plasebo grubunda bir ciddi olumsuz etki meydana gelmiş ancak ölüm bildirilmemiştir.

Çalışmanın sonuçları hasta çeşitliliğinin olmaması nedeniyle sınırlı kalmıştır. Tedavi edilen hastaların neredeyse tamamı beyaz tenliydi (%99), bir hasta ise Arktik-Asya etnik kökenine sahipti.

Araştırmacılar, “Bu çalışma, düşük doz naltrekson ile tedavinin ağrıyı hafifletmede plasebodan üstün olduğunu göstermemiştir” sonucuna varmıştır.

KAYNAK:  www.painmedicinenews.com 

 

Kronik Ağrı Hastalarının İlaç Tedavisinin Düzenlenmesi

Kronik ağrı ve ilaç tedavisi

Kronik Ağrı Hastalarının İlaç Tedavisinin Düzenlenmesi

Kronik ağrıyla yaşamak, günlük hayatınızı ve genel refahınızı etkileyen zorlu bir savaş gibi gelebilir. Ağrı kliniğimizde, ağrının yaşam kaliteniz üzerinde yaratabileceği derin etkilerin farkındayız. Kapsamlı yaklaşımımızın bir parçası olarak, rahatlama sağlamayı ve hayattan tam anlamıyla zevk alma gücünüzü geri kazandırmayı amaçlayan önemli bir tedavi yöntemi olan ilaçlarla ağrı tedavisi sağlıyoruz.

Ağrı tedavisinin anlaşılması

İlaçlar yoluyla ağrı yönetimi, çeşitli ağrı durumlarının tedavisine yönelik bütünsel yaklaşımımızın önemli bir bileşenidir. Amaç, ağrıyı hafifletmek, fonksiyonları iyileştirmek ve hastalarımızın genel yaşam kalitesini artırmaktır. İlaçlar, ağrı yolunun farklı unsurlarını hedefleyerek, rahatlama sağlayıp iyileşmeyi teşvik ederek ağrının yönetilmesinde önemli bir rol oynarlar.

Kronik ağrı ve ilaç tedavisi

Kişiye özel tedavi planı

Deneyimli ağrı uzmanımız, her bireyin ağrı deneyiminin benzersiz olduğunun farkındadır. Bu nedenle, ilaç yönetimine yaklaşımımız büyük ölçüde kişiselleştirilmiştir. Tıbbi geçmişiniz, ağrı şikâyetleriniz ve teşhis sonuçlarınızın kapsamlı bir değerlendirmesinin ardından, özel tıbbi ihtiyaçlarınızı karşılamak için bir ilaç kombinasyonunu içerebilecek özel bir tedavi planı geliştiriyoruz.

İlaçların takibi ve düzenlenmesi

Sağlık durumunuza olan sorumluluğumuz ilk reçetenin ötesine uzanmaktadır. Düzenli takip randevuları, ilaçların etkinliğini izlememize, herhangi bir yan etkiyi değerlendirmemize ve gerektiğinde tedavi planında ayarlamalar yapmamıza olanak tanır. Bu sürekli diyalog, ağrı yönetimi konusunda stratejinizin değişen ihtiyaçlarınıza duyarlı kalmasını sağlar.

İlaçlarla ağrı yönetimi, arsenalimizde değerli bir araçtır ve kronik ağrıyla mücadele edenlerin rahatlamasını sağlar ve yaşamlarını iyileştirir. Ağrı konusundaki uzmanlığımızı kişiselleştirilmiş bakımla birleştirerek, daha konforlu ve memnun edici bir yaşama doğru yolculuğunuzda size güç vermeyi amaçlıyoruz. Ağrınızı kontrol altına almak için kolları sıvamaya hazırsanız, sunduğumuz ilaç yönetimi hizmetleri her adımda size destek olacaktır.

Kronik ağrı yönetimi için sıklıkla kullanılan ilaç türleri hakkında aşağıdaki linke tıklayarak bilgi edinebilirsiniz:

Kadınlarda Osteoartrit Nedenleri

Osteoartrit - Diz kireçlenmesi ve diz ağrısı

Kadınlarda osteoartrit neden daha sık rastlanmaktadır?

Yapılan araştırmalar, kadınların osteoartritin (eklem kireçlenmesi) neden olduğu eklem ağrısı, acı ve sertlik gibi şikayetleri yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Örneğin, kanıtlar şunları göstermektedir:

  • 50 ila 60 yaşları arasındaki kadınlarda, aynı yaş grubundaki erkeklere göre el osteoartriti gelişme olasılığı 3,5 kat daha fazladır.
  • Kadınlarda diz osteoartriti gelişme olasılığı erkeklerden % 40 daha fazladır.
  • Kadınlarda kalça osteoartriti gelişme olasılığı erkeklerden % 10 daha fazladır.
  • Bazı araştırmalar, kadınların erkeklerden daha şiddetli osteoartrit ağrısı bildirme eğiliminde olduğunu göstermektedir.

Diz osteoartriti

Peki, neden kadınların erkeklerle kıyaslandığında osteoartrit olma ihtimali daha fazla? Bunun nedenlerini irdelemeğe çalışacağız.

1. Hormon seviyelerindeki değişiklikler

Araştırmalar, kadınların osteoartrite duyarlı olmasının hormon seviyeleriyle ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Hormon seviyeleri, menstruasyon (adet) döngüleri ile dalgalanır ve menopoz sırasında değişir.

Menstruasyon (adet) ve eklem gevşekliği

Adet döngüsünün belirli aşamalarında artan hormon seviyeleri, eklem gevşekliğine neden olur ve bu eklemlerde instabiliteye ve yaralanma riskinin artmasına neden olur. Hem eklem instabilitesi hem de yaralanma, osteoartrit gelişimine katkıda bulunabilir.

Adet döngüsünde, eklem gevşekliği ve osteoartrit arasındaki ilişki belki de en çok diz osteoartriti durumunda açıkça rastlanmaktadır. Birçok araştırmacı, eklem gevşekliğindeki dalgalanmaların, kadın sporcuların dizdeki ön çapraz bağı (ACL) yırtma olasılığının erkeklerden 2 ila 8 kat daha fazla olduğunu açıklamaya yardımcı olduğuna inanıyor. Geçmişte  ACL hasarı olan kişilerin, etkilenen dizde diz osteoartriti gelişme olasılığı 4 ila 6 kat daha fazladır.

Menopoz

Kadınlarda osteoartrit gelişme riski, menopozdan sonra önemli ölçüde artar ve kadınlar bu süre içinde eklem ağrısının ortaya çıktığını veya kötüleştiğini fark edebilir. Menopoz sırasında östrojen seviyeleri düşer. Bu düşüş, vücutta osteoartrit sürecini hızlandıran değişikliklere katkıda bulunur.

2. Kas-iskelet sistemi ve biyomekanikteki farklılıklar

Kadınların vücutları erkeklerinkiyle aynı eklemlere sahipken, bazı kas-iskelet sistemi farklılıkları mevcuttur. Bu farklılıklar, kadınların ayakta durma, yürüme ve koşma eğilimini ve eklem yüzeylerinin birbirlerine göre nasıl hareket ettiğini (artikülasyonu) değiştirir.

Yapılan bilimsel çalışmalar, gösteriyor ki anatomik farklılıklar nedeniyle kadınların dizleri daha fazla yıpranıyor. Bir çalışma, erkek dizleri ile karşılaştırıldığında, kadınların diz eklemlerinin kemikli yüzeylerinin birbirine uymadığını veya birbirleriyle hareket uyumlu etmediğini buldu. Ayrıca kadın dizleri, kemik boyutu ve vücut kütlesi hesaba katıldığında erkek dizlerinden daha az kıkırdak içerir.

Zamanla, bu anatomik farklılıklar ve ilişkili eklem yükü, osteoartrit gelişimine katkıda bulunabilir.

3. Fazla kilo taşıma eğilimi

ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’ne (NIH) göre, ABD’li kadınların obez veya aşırı derecede obez olma olasılığı erkeklerden daha fazladır.

Obezite, osteoartrit riskini artırır çünkü:

  • Ekstra ağırlık, kalçalar, dizler ve ayak bilekleri gibi yük taşıyan eklemlere daha fazla baskı uygular. Bu stres, eklem kemikleri arasında sürtünmeyi artırır ve eklem yüzeylerine zarar verebilir. Bunun yanında, obezite, düşük dereceli, sistemik iltihaplanma ile de ilişkili bulunmuştur. Bu iltihap, ellerdeki ağırlık taşımayan eklemler de dahil olmak üzere herhangi bir eklemde osteoartrit gelişimine katkıda bulunabilir.

Obezite

Uzmanlar, kadınların neden osteoartrite yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu hala araştırıyorlar. Bu arada, kadınların ve tüm yetişkinlerin, kendilerini daha sağlıklı hissetmek ve eklem ağrılarını azaltmak için bir dizi adımlar atabilirler. Yürüme, fizik tedavi ve düşük yoğunluklu egzersizler genellikle güvenli kabul edilir. Çünkü minimum eklem yükü ile kasın korunmasına ve güçlendirilmesine yardımcı olurlar.

Bursit Tedavisi Nasıl Yapılır? Bursit Nasıl Önlenir?

Bursit tedavisi Subakromiyel bursit

Bursit Tedavisi Nasıl Yapılır? Bursit Oluşmasını Önlemek İçin Ne Yapılmalı?

Bursit tedavisi doğru bir şekilde yapılmazsa, kronikleşebilir, ve birkaç hafta, ay veya daha uzun süre devam eder. Bursit tedavisi, bursadaki iltihabın azaltmasını ve ağrı yönetimini içerir.

Bursit tedavisi

Bursit tedavisi hafif vakalarda evde yapılabilir. Ancak evde yapılan tedavilerden bir veya iki hafta sonra şişlik ve ağrı azalmazsa tıbbi tedaviler gerekli olabilir. Nadiren ameliyata ihtiyaç duyulur.

Septik (enfeksiyona bağlı) bursitten şüphelenildiğinde mutlaka tıbbi tedavi gereklidir, çünkü enfeksiyon kan dolaşımı dahil olmak üzere vücudun diğer noktalarına yayılabilir ve bu durum yaşamı tehdit eder.

Bursit oluştuğunda, tekrarlama riski vardır. Bu nedenle bursitin tekrar etmesini önlemek için önlemler alınması gerkmektedir.

Bursit için evde uygulanabilinen tedaviler

Evde birkaç basit yöntemle, septik olmayan bursit etkili bir şekilde tedavi edebilir. Bu yöntemler şunları içerir:

  • Bursa’yı tahriş edebilecek aktivitelerden kaçınarak eklemi dinlendirmek, iltihalanmanın azalmasına izin vermek
  • Bursit ağırlık taşıyan bir eklemi etkiliyorsa rahat, destekleyici, düşük topuklu ayakkabılar giymek
  • İbuprofen gibi steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçların alınması
  • İltihabı hafifletebilecek soğuk kompres uygulamak
  • Soğuk kompres günde 2 ila 3 defa 10 ila 20 dakika uygulanabilir. Buz kullanıyorsanız, cildinize zarar vermemek için bir havluya sarmanız gerek.

Bursit için tıbbi tedaviler

Evde uygulanan tedaviler semptomları hafifletmediğinde, semptomlar şiddetliyse veya septik bursit şüphesi varsa, tıbbi tedavi önerilir. Koşullara bağlı olarak, doktorunuz evde tedaviye devam edilmesini ve ayrıca şunları önerebilir:

  • Etkilenen bursa çevresindeki dokuları güçlendirmek ve esnetmek için fizik tedavi
  • Vücut mekaniğini iyileştirmek ve bursa’nın stresini atmak için ortez
  • Bursa’dan fazla sıvıyı çıkarmak için aspirasyon
  • Enflamasyonu hızla azaltmak için bir kortizon enjeksiyonu (tipik olarak bir aspirasyonla birlikte yapılır)
  • Septik bursit vakaları için antibiyotikler

Bursit tedavisi ultrason eşliğinde enjeksiyon

Yukarıdaki tedavilerin tümü tüm bursit türleri için uygun değildir. Örneğin, iltihaplı bursa sıkı bir tendon veya kas altındaysa fizik tedavi uygun olabilir, ancak bursa derinin hemen altına yerleştirilmişse yardımcı olmayabilir.

Bursit Cerrahisi: Bursektomi

Bursit kronikse ve tedavisi zorsa, doktor bursektomi adı verilen bir ameliyat önerebilir. Bu ameliyat sırasında iltihaplı bursa çıkarılır.

Diğer cerrahi prosedürlerle birlikte bir bursektomi yapılabilir. Örneğin, bir cerrah, topuğun arkasındaki iltihaplı bursayı ve bursa’nın tahrişine katkıda bulunan kemik çıkıntılarını çıkarabilir.

Ameliyattan sonra da bursitin tekrarlama olasılığı vardır.

Skleroterapi

İltihaplanmış bursayı ortadan kaldırmak için yeni bir yöntem olan ve daha az kanıtların olduğu bir yaklaşım skleroterapidir. Bu tedavi, bursal dokuyu küçültmeyi ve yok etmeyi içerir. Bu prosedür iltihaplı bursaya kimyasal bir tahriş edici madde enjekte edilerek yapılır.

Skleroterapi tedavisi bursektomi ile kıyaslanırsa, çok daha az yaygındır.

Tüm tıbbi tedavilerin potansiyel yan etkileri vardır. İlişkili riskler hakkında bilgi almak için doktorunuzla konuşun.

Bursit oluşmasını önlemek için ne yapılmalıdır?

Bursit öyküsü olan kişiler, nüks riskini azaltmak için önlemler alması gerektir. Aşağıdaki önleme stratejilerinden biri veya daha fazlası doktorunuz tarafından önerilebilir:

  • Bursayı tahriş edebilecek tekrarlayan hareketlere düzenli molalar verin
  • Diz çökme veya dirseklere yaslanma gibi etkilenen bursayı tahriş eden belirli pozisyonlardan kaçının
  • Diz çökme veya dirseklere yaslanma kaçınılmaz olduğunda bursayı korumaya yardımcı olmak için yastıklı diz veya dirsek pedleri kullanın
  • Rahat, destekleyici, düşük topuklu ayakkabılar ve / veya dizlik gibi ortez giyerek iyi vücut mekaniğini destekleyin
  • Etkilenen eklem çevresindeki dokuları güçlendirmek ve esnetmek için egzersiz yapın
  • Bursit ile ilişkili olabilecek romatoid artrit gibi altta yatan tıbbi durumları tedavi edin

Hangi yöntemlerin bursiti etkili bir şekilde önleyebileceği birçok faktöre, özellikle de hangi bursa’nın etkilendiğine bağlıdır. Örneğin diz çökmekten kaçınmak veya dizlik takmak, dizkapağı ile cilt arasında yer alan prepatellar bursada bursiti tetikleme riskini azaltabilir. Bununla birlikte, bu yöntemler, tibia kemiği ile hamstring kas tendonları arasında yer alan dizdeki pes anserin bursadaki oluşabilecek iltihabı (bursiti) önlemek için işe yaramayacaktır.

Fibromiyalji Nedir? Teşhisi ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

Fibromyalgia - Fibromiyalji

Fibromiyalji Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Fibromiyalji Nedir?

Fibromiyalji, kronik, uzun süreli, yaygın kas ağrısı, eklem ağrısı ve yorgunluğa neden olan bir hastalıktır. Ağrı aralıklı olarak azalabilir veya artabilir. Bilinen bir nedeni yoktur, ancak stres ve genetik gibi belirli faktörler kişiyi hastalığa yatkın hale getirebilir. Tedavisi olmamasına rağmen ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve diğer terapiler hastanın durumunda rahatlama sağlar.

Fibromiyalji hastalığı nedir?

Fibromiyalji kimlerde olabilir?

Çocuklar dahil herkesde fibromiyalji olabilir. Kadınların bu hastalığa yakalanma olasılığı erkeklerden iki kat daha fazladır. Belirtiler genellikle orta yaşta ortaya çıkar. Romatoid artrit, lupus ve sarkoidoz gibi diğer kronik rahatsızlıklardan muzdarip hastaların % 20 kadarı da fibromiyaljiye sahip olabilir.

Ne tetikler?

Aşağıdakiler gibi belirli koşullar veya olaylar semptomları tetikleyebilir:

  • Erken doğma, taciz, kazalar gibi travmatik yaşam olayları gibi stresörler
  • Viral enfeksiyonlar veya diğer hastalıklar gibi tıbbi durumlar
  • Anksiyete, depresyon, diğer duygudurum bozuklukları
  • Kötü uyku düzeni
  • Egzersiz yapmamak

Belirtileri nelerdir?

Yaygın kas ağrısı ve eklem ağrısı ile birlikte yorgunluk ve kalitesiz uyku, fibromiyaljinin belirleyici semptomlarıdır. Hastalık her hastayı farklı şekilde etkiler. Şunları da hasta deneyimleyebilir:

  • Kaygı veya depresyon
  • İshal veya kabızlık dahil sindirim sisteminde olan sorunlar
  • Yüz veya çene ağrısı (temporomandibular eklem bozuklukları)
  • Baş ağrısı veya migren
  • Hafıza sorunları
  • Ellerde veya ayaklarda karıncalanma veya uyuşma

Fibromiyalji hastasında hassas noktalar

Fibromiyalji atağını ne tetikler?

Bazı şeyler, özellikle stres seviyesinin artıran durumlar, fibromiyalji atağına (alevlenme) neden olabilir. Bunlar aşağıdakileri içerir:

  • Günlük rutinlerde değişiklikler
  • Diyet değişiklikleri veya kötü beslenme
  • Hormon dalgalanmaları
  • Uyku eksikliği
  • İşle ilgili stres, başka bir hastalık, duygusal stres gibi
  • Tedavide olan değişiklikler
  • Uyku düzeninde değişiklik (örneğin, vardiyalı çalışma)
  • Hava veya sıcaklık değişiklikleri

Nasıl teşhis edilir?

Fibromiyaljiyi kesin olarak teşhis eden bir test yoktur. Fibromiyalji tanısı, semptomlara ve fizik muayene sonuçlarına göre klinik olarak onaylanır. Anemi veya tiroid hastalığı gibi diğer yorgunluk nedenlerini dışlamak için temel kan testleri önerilir. Teşhis, semptomlarla birlikte hastanın aile ve tıbbi geçmişine dayanır.

Fibromiyaljisi olan kişiler, çoğu insanı rahatsız etmeyecek ağrıya karşı son derece hassas olma eğilimindedir. Doktor, vücuttaki dokunmaya karşı oldukça hassas olan tetik noktaların veya alanların sayısını değerlendirebilir.

Tanı için, yorgunluk ve hafıza ve konsantrasyon bozukluğu, kalitesiz uyku, depresyon semptomları ve huzursuz olma gibi diğer semptomlarla birlikte üç ay boyunca yaygın ağrı mevcut olmalıdır.

Nasıl kontrol altına alınır veya tedavi edilir?

Fibromiyaljinin tedavisi yoktur. Bazı ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri semptomları iyileştirebilir. Aşağıdaki seçenekler fibromiyalji tedavisinde kullanılabilir:

  • İyileştirilmiş uyku alışkanlıkları
  • Stres yönetimi teknikleri
  • Egzersiz tedavisi
  • Analjezik ilaçlar, antidepresanlar, antikonvülzanlar (sara ilaçları)
  • Tetik nokta enjeksiyonu, Kuru iğne tedavisi
  • Bilişsel davranışçı terapi

Komplikasyonları nelerdir?

Fibromiyalji yaşamı tehdit etmez. Kronik ağrı ve yorgunlukla yaşamak bu hastalığı olanlar için zor olabilir. Fibromiyalji tedavi edilmezse iş hayatı ve günlük aktiviteler daha da zorlaşır ve yaşam kalitesi azalır.

Fibromiyaljiyi nasıl önlenebilir?

Fibromiyaljiye neyin sebep olduğu bilinmediği için gerçekten bu hastalığı önlemek için hangi adımların atılması gerektiğini söylemek zordur. Yine de aşağıdakileri yapmak her zaman iyi bir fikirdir:

  • Stresi en aza indirmek
  • Besleyici bir diyet
  • Yeterli uyku
  • Sağlıklı kilo
  • Artrit, depresyon veya diğer durumların iyi tedavi edilmesi
  • Aktif ve düzenli egzersiz yapılması

Fibromiyalji tanısı alan hastalar için prognoz nedir?

Fibromiyaljisi olan çoğu insan, ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomları hafifletebilir. Stresi azaltmak için adımlar attıktan sonra bazen semptomlar kaybolur. Stresli zamanlarda semptomlar geri gelebilir. Az sayıda insan çalışamayacak kadar şiddetli ağrı veya yorgunluk yaşar.

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu veya Refleks Sempatik Distrofi Nedir? Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Nedir?

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu (KBAS) merkezi veya periferik sinir sistemindeki işlev bozukluğunun bir sonucu olan kronik bir ağrı durumudur. Daha önce olan bir yaralanmayla ilgili olabilir. Genellikle, bir kolu ya da bacağı etkilemektedir. Bu rahatsızlığa sahip hastalar, gerçek yaralanma veya doku hasarıyla (varsa) orantısız bir ağrı yaşayabilir.

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromunun (KBAS) Belirtileri

İki tür Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu (KBAS) vardır: KBAS-I ve KBAS-II. Semptomlar genellikle vücudun belirli bir bölgesinde hissedilir, ancak zamanla dışa doğru yayılabilir. KBAS semptomları şunları içerebilir:

  • Ciltte renk değişikliği
  • Üç ay veya daha uzun süren sürekli ağrı, genellikle “zonklama” veya “yanma” hissi olarak hissedilir
  • Soğuğa veya basınca karşı artan hassasiyet
  • Etkilenen bölgede / bölgelerde şişme
  • Soğuk hissetmekten sıcak veya terli hissetmeye hızlı değişimler
  • Saç veya tırnak büyümesinde bozulma
  • Eklem hareketlerinin veya esnekliğinin azalması
  • Kas spazmları
  • Kas atrofisi (yani kas tonusu ve gücü kaybı)
  • Etkilenen vücut bölgelerinde hareket kabiliyetinin bozulması

Ağrının eşlik edebileceği şişlik ve cildi etkileyen diğer semptomlar (soğuğa karşı artan hassasiyet gibi) genellikle kompleks bölgesel ağrı sendromunun başlangıcında görülür. Bazı araştırmalar, duygusal stresin semptom şiddetinin artmasına neden olabileceğini göstermektedir. Bu durum zamanla onarılamaz hasara yol açabilir. Kas gerginliği veya spazm gibi semptomlar, özellikle cilt pigmentasyonunda azalma ve cilt sıcaklığının azalması, hastalığın ilerlemiş ve muhtemelen geri döndürülemez olduğunu gösterebilir.

KBAS Nedenleri

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. KBAS bir yaralanma, ameliyat, kalp krizi veya felçten sonra gelişir.

KBAS tip 1 – Refleks Sempatik Distrofi (RSD) olarak da bilinen bu tip, etkilenen uzuvunuzdaki sinirlere doğrudan zarar vermeyen yaralanmadan sonra ortaya çıkar. Kompleks bölgesel ağrı sendromu olan hastaların yaklaşık% 90’ı tip 1’e sahiptir.

KBAS tip 2 –  Kozalji olarak da adlandırılan bu tip, tip 1’dekine benzer semptomlara sahiptir. Ancak tip 2 KBAS, belirgin bir sinir yaralanmasından sonra ortaya çıkar.

KBAS’nun Teşhisi

KBAS teşhisi, fizik muayeneye ve tıbbi geçmişe dayanır. KBAS’ı kesin olarak teşhis edebilecek tek bir test yoktur, ancak aşağıdaki prosedürler önemli ipuçları sağlayabilir:

  • Kemik taraması (sintigrafisi) – Bu prosedür kemiklerde olan değişikliklerin bulunmasına yardımcı olabilir. Damarlardan birine enjekte edilen radyoaktif bir madde, kemiklerinizin özel bir kamera ile görülmesini sağlar.
  • Kemik dansitometresi – Kemiklerinizdeki mineral kaybı, hastalığın sonraki aşamalarında bir röntgende görünebilir.
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) – MRG testi ile yakalanan görüntüler, diğer koşulları ekarte eden doku değişikliklerini gösterebilir.

KBAS Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kompleks bölgesel ağrı sendromunda, yardımcı olabilecek tedaviler vardır:

  • Fizik Tedavi
  • İlaç tedavisi
  • Biofeedback
  • Akupunktur
  • Sempatik bloklar
  • Omurilik uyarımı (DCS) gibi girişimsel tedaviler

İnvazif olamayan tedaviler

Erken başlangıçlı KBAS olan hastalar için fizik tedavi faydalı olabilir. Bu tedavi aşağıdakilerle ilgili sorunları çözebilir:

  • Hareketlilik
  • Kan akışı
  • Kas gücü
  • Kas tonusu
  • Eklem sertliği

Hastalığın erken evrelerinde fizik tedavinin etkili olduğu, hastaların durumlarının daha da kötüye gitmesini azalttığı ve iyileşmeye yardımcı olduğu bilinmektedir.

KBAS için alternatif tedaviler arasında biofeedback eğitimi bulunur. Bu tedavi, elektroensefalografi gibi ölçümleri okumayı ve bunların ağrıya veya cilt sıcaklığı değişiklikleri gibi semptomlara yanıt olarak nasıl değiştiğin hastaya öğretmeyi içerir. Hasta daha sonra semptomların hafifletilmesine katkıda bulunabilecek gevşeme ve başa çıkma tekniklerini uygular.

Endorfin salınımını teşvik etmek için steril paslanmaz çelik iğnelerin vücuttaki belirli noktalara yerleştirildiği akupunkturun da semptomlarının tedavisinde etkili olabildiği düşünülmektedir.

İlaçlarla Tedavi

Ne yazık ki tek bir ilaç, KBAS’nun tüm semptomlarını çözemez. Bununla birlikte, bazıları bir veya iki semptomu çok iyi ele alabilir . Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ’ler) hafif ila orta derecede ağrı ve iltihabı hafifletebilir. Prednizon ve kortizon gibi oral kortikosteroidler de iltihaplanmayı engeller ve ağrının azalmasına neden olabilir. Antikonvülsanlar (sara ilaçları) ve antidepresanlar gibi diğer bazı ilaçlar, varsa kas gerginliğini ve sertliğini etkili bir şekilde tedavi edebilir. Doktor kemik kaybını önlemek veya durdurmak için ilaçlar önerebilir.

Bazı araştırmalar, güçlü bir anestezik olan intravenöz ketaminin düşük dozlarının ağrıyı önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir.

Girişimsel algoloji tedavileri

Algoloji uzmanları tarafından uygulanan sempatik sinir blokları ve/veya nörolizi ağrıların hafifletilmesine ve kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bunun yanında etkilenen bölgedeki damarların genişlemesine ve kan dolaşımının iyileşmesine neden olur.

Omurilik stimülasyonu (DCS), beyne giden ağrı sinyallerini bozan bir cihazın omurga içerisine cerrahi implantasyonunu içerir. İntratekal pompa implantları, hastanın ihtiyacı olduğunda kişisel olarak kullanabileceği bir uzaktan kumandaya yanıt olarak omurilik sinirlerine ağrı kesici ilaçlar verir. Bunlar, ağrısı geleneksel tedaviye yanıt vermeyen hastalar için seçeneklerdir.

Ayna tedavisi

Bu tür bir tedavi için, beyni kandırmaya yardımcı olmak için bir ayna kullanılır. Bir ayna veya ayna kutusunun önünde otururken, sağlıklı uzvu hareket ettirirsiniz, böylece aynadaki yansımayı beyin KBAS’dan etkilenen uzuv olarak algılar. Araştırmalar, KBAS’lu kişilerin etkilenen uzuvlarının fonksiyonlarının iyileştirilmesine ve ağrının azaltılmasına bu tedavinin yardımcı olabileceğini gösteriyor.