Pudendal Nevralji: Nedenleri, Teşhisi ve Tedavi Seçenekleri

Pudendal nevralji - pudendal sinir ağrısı - pelvik ağrı

Pudendal Nevralji: Nedenleri, Teşhisi ve Tedavi Seçenekleri

Pudendal nevralji, genital bölge, rektum ve beyin arasındaki sinyallerin iletilmesinden sorumlu bir sinir olan pudendal siniri etkileyen kronik ve genellikle yıpratıcı bir durumdur. Bu makalede pudendal nevraljinin tanımı, nedenleri, teşhisi ve mevcut tedavi seçenekleri de dahil olmak üzere kapsamlı bir genel bakış sunulması amaçlanmaktadır.

Pudendal sinir nedir ve pudendal nevralji semptomları nelerdir?

Pelvik sinir ağının hayati bir bileşeni olan pudendal sinir, genital ve anal bölgelerden gelen duyusal sinyallerin beyne iletilmesinde ve ilgili kasların kontrol edilmesinde önemli bir rol oynar. Pudendal nevralji, pelvisin arkasından anüs, vajina veya penis de dahil olmak üzere genital bölgeye uzanan pudendal sinirin tahriş olması veya hasar görmesi sonucu ortaya çıkan kronik bir pelvik ağrı durumudur.

Pudendal nevralji - pudendal sinir ağrısı - pelvik ağrı

 

Pudendal nevraljinin belirtileri arasında kalça, perine ve genital bölgede bıçak saplanması, yanma veya zonklama yer alır. İnsanlar ayrıca klitoris, labia, vajina veya penis, skrotum, anüs veya rektumda ağrı, cinsel ilişki sırasında zorluk veya ağrı, dışkılama sırasında aciliyet, sıklık veya zorluk gibi sorunlar yaşayabilir. Diğer belirtiler arasında uyuşma, karıncalanma ve iğnelenme ve ağrıya karşı artan hassasiyet yer alabilir. Ağrı yavaş yavaş veya aniden gelişebilir, sürekli olabilir ancak zaman zaman daha kötü olabilir ve ayakta dururken veya yatarken iyileşebilir. Genellikle otururken daha şiddetlidir.

Pudendal nevraljinin nedenleri

Pudendal nevralji, pudendal sinirin doğrudan yaralanması veya travması, uzun süreli oturma nedeniyle sinirin sıkışması, tümörler, bisiklete binme, gebelik ve doğum, çevre dokularda iltihaplanma veya enfeksiyon dahil olmak üzere bir dizi faktörden kaynaklanabilir. Ayrıca pelvik taban disfonksiyonu ve sinir sıkışması gibi altta yatan durumlar da pudendal nevralji gelişimine katkıda bulunabilir.

Teşhis

Pudendal nevraljinin teşhisi zor olabilir çünkü semptomları diğer pelvik ağrı durumlarıyla karışabilir. Sağlık uzmanları pudendal nevraljiyi doğru bir şekilde tanımlamak için genellikle öykü, fizik muayene ve tanısal testlerin bir kombinasyonuna güvenirler. Elektromiyografi (EMG), sinir iletim çalışmaları ve MR veya BT taramaları gibi görüntüleme testleri, pudendal sinirin ve çevresindeki yapıların durumunu değerlendirmek için kullanılabilir.

Pudendal nevraljinin tedavi seçenekleri

Pudendal nevraljinin etkili tedavisi, hem altta yatan nedenleri hem de eşlik eden semptomları ele alan multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Semptomların anlaşılması, uygun tedavi yönteminin belirlenmesinde çok önemlidir.

Geleneksel yaklaşımlar

Fizik tedavi: Semptomları iyileştirmek için perianal TENS, gevşeme egzersizleri, biofeedback ve pelvik taban egzersizleri dahil olmak üzere fizik tedavi kullanılabilir. . Fizik tedaviye TENS eklenmesinin sonuçları iyileştirdiği gösterilmiştir.

İlaçlar: Semptomları hafifletmek için ağrı kesiciler, anti-enflamatuarlar ve sinir stabilize edici ilaçlar reçete edilebilir.

Girişimsel tedaviler

Sinir blokları: Lokal anestezik ve steroid ilaç enjeksiyonlarını içeren pudendal sinir blokları, birkaç ay boyunca rahatlama sağlayabilir.

Pulsed radyofrekans uygulaması: Pulsed radyofrekans uygulaması, terapötik pudendal sinir bloklarına ve standart radyofrekans uygulamasına alternatif olarak kullanılmaktadır. Çalışmalar, pulsed radyofrekans ile tedavi edilen hastaların bir bölümünde belirgin ağrı rahatlaması olduğunu bildirmiştir.

Botoks enjeksiyonları: Pelvik taban kaslarını gevşetmek ve ağrıyı azaltmak için botulinum toksin enjeksiyonları.

Cerrahi müdahaleler

Dekompresyon ameliyatı: Pudendal sinir üzerindeki baskıyı hafifletmek için yapılan ameliyat.

Nöromodülasyon: Ağrı sinyallerini azaltmak için sinir aktivitesini modüle eden cihazların implantasyonu.

Bilişsel davranış terapisi (BDT)

Kronik ağrılarına psikolojik etmenlerin eşlik ettiği hastalar için Bilişsel davranış terapisi önerilebilir.

Yaşam tarzı değişiklikleri

Tetikleyicilerden kaçınma: Uzun süreli oturma veya bisiklete binme gibi semptomları şiddetlendiren aktivitelerin belirlenmesi ve bunlardan kaçınılması ve terapötik oturma minderlerinin (simid-minder) kullanılması.

Pelvik taban egzersizleri: Pelvik kas fonksiyonunu iyileştirmek ve pudendal sinir üzerindeki baskıyı azaltmak için güçlendirme egzersizleri.

Pudendal nevralji ile mücadele etmek zor olabilir, ancak durumun ve tedavi seçeneklerinin tam olarak anlaşılması, hastaların uygun sağlık hizmetlerine başvurmalarını sağlayabilir. Siz veya tanıdığınız biri pudendal nevralji ile uyumlu semptomlar yaşıyorsa, doğru bir teşhis ve kişiselleştirilmiş tedavi planı için algoloji uzmanınıza danışmanız önemlidir. Pudendal nevralji yönetiminin, genel yaşam kalitesini iyileştirmek için genellikle geleneksel ve girişimsel tedavilerin bir kombinasyonunu içerdiğini unutmayın.

İntratekal Morfin Pompası veya Ağrı Pompası Nedir?

intratekal ağrı pompası

İntratekal Morfin Pompası veya Ağrı Pompası Nedir? Hangi Ağrıların Tedavisinde Önerilir? 

İntratekal pompa nedir?

İntratekal pompa, ilacı doğrudan spinal kanalda beyin omurilik sıvısına ileten ve pille çalışan bir cihazdır. İntratekal pompalar, kronik ağrı veya spastisiteyi tedavi etmek için kullanılabilir ve bazen kansere bağlı ağrıyı tedavi etmek için kullanılır.

intratekal morfin pompası veya ağrı pompası

Omurilik kanalı, içinde sinirlerin olduğu sıvı (beyin omurilik sıvısı) içerir. Bu nedenle bazı durumlarda ağrıları kontrol altına almak için programlanabilir bir hazneye bağlı küçük bir kateter bu kanala yerleştirilerek ağrı kesici ilaçlar doğrudan bu sinirlere verilebilir. Hazne, karın veya sırt derisinin altına implante edilir ve zaman zaman deriden küçük bir iğne sokularak yeniden ilaçla doldurulabilir.

İntratekal morfin pompası hangi durumlarda kullanılır?

Yukarıda ismi geçen durumlarda ilaç tedavisi ve diğer tedaviler artık ağrıları kontrol altına almak için yetersiz olduğunda veya bu ilaçların yan etkileri şiddetli olduğunda, intratekal morfin pompası (veya ağrı pompası) takılması prosedürü değerli bir seçenek olabilir.

Kalıcı intratekal morfin pompası veya ‘ağrı pompasının’ takılması kararı nasıl verilir?

İmplante edilebilir bir ilaç pompasının iyi bir ağrı yönetimi seçeneği olup olmayacağını belirlemek karmaşık bir süreçtir. Kalıcı bir pompa implante edilmeden önce, cihazın ağrı seviyesini azaltıp azaltmadığını görmek için bir deneme süreci planlanmalıdır. Özel duruma bağlı olarak, aşağıdaki deneme testlerinden biri uygulanacaktır:

Tek enjeksiyon: Lomber ponksiyon yoluyla intratekal ilaç (morfin) enjeksiyonu uygulanacaktır.

Çoklu enjeksiyonlar: Lomber ponksiyon veya kateter ile gün boyunca birden fazla enjeksiyon yapılır.

Sürekli deneme: Omurganın doğru bölgesine bir kateter yerleştirilir ve harici bir pompaya bağlanır. Ağrının hafiflediğini fark edene kadar doz her 2 saatte bir artırılır.

Deneme sırasında doktor, kateter için en iyi yer ve ilacın en uygun dozu hakkında bilgi toplar. Deneme başarılı olursa, ameliyat için planlama yapılır.

Ameliyat öncesi ne olur?

Ameliyattan birkaç gün önce hasta gereken testler (örn. kan testi, elektrokardiyogram, göğüs röntgeni) için yönlendirlir. Hastaya ameliyat ve süreçle ilgili kapsamlı bilgi verilir. Evraklar doldurulması ve onay formlarının imzalanması gerekir. Ameliyattan önceki gece gece yarısından sonra gıda alımı durdurulur. Hastalar işlemin sabahı hastaneye yatırılır. Hastaya damaryolu açılır.

Ameliyat sırasında ne olur?

Prosedürün iki aşaması vardır: 1) kateterin omuriliği çevreleyen intratekal boşluğa yerleştirilmesi ve 2) pompanın/haznenin karın bölgesinde cilt altına yerleştirilmesi. Prosedürün beş ana adımı vardır.

Adım 1: hastayı hazırlanır

Ameliyat masasına alınır ve anestezi verilir. Uyuduktan sonra, hasta yana yatırılır. Daha sonra gerekirse sırt ve karın bölgeleri tıraş edilir ve kateterin ve pompanın yerleştirileceği yer hazırlanır.

Adım 2: kateterin yerleştirilmesi

Hasta sırtının ortasında küçük bir cilt kesisi yapılır. Kateter omuriliğin yukarısındaki subaraknoid veya intratekal boşluğa yerleştirilir ve dikişlerle yerine sabitlenir.

intratekal ağrı pompası

Adım 3: kateterin tünelize edilmesi

Kateter yerleştirildikten sonra, omurgadan, gövdenin çevresinden, pompanın implante edileceği karına derinin altından bir uzatma kateteri geçirilir.

Adım 4: pompanın yerleştirilmesi

Karnın yanında, belin altında 8-12 cm-lik bir cilt kesisi yapılır. Doktor, deri ve kas tabakaları arasında pompa için bir cep oluşturur. Uzatma kateteri pompaya takılır. Daha sonra pompa cilt altına doğru bir şekilde yerleştirilir ve karın kaslarını örten kalın fasya tabakasına dikilir.

Adım 5: insizyonun kapatılması

Sırtdaki ve karındaki kesi dikiş ile kapatılır ve pansuman yapılır.

Ameliyattan sonra ne olur?

Ameliyat sonrası uyanma ve gözlem alanında hasta monitorize edilerek tam uyanması beklenir. Kan basıncı, kalp atış hızı ve solunumu izlenir ve operasyon yeri ağrısı varsa giderilir. Eve gidildiğinde hastanın uyması gereken talimatlar verilir. Hastaların çoğu aynı gün eve taburcu edilir.

Taburculuk önerileri

Baş ağrısı

  • Baş ağrıları, kateter bölgesi çevresinde beyin omurilik sıvısının sızmasından kaynaklanabilir. Sızıntı genellikle kendi kendine iyileşir. Yatak istirahati ve bol miktarda kafeinli karbonatsız sıvı (çay, kahve) içilmesi önerilir.

Kısıtlamalar

  • 6 hafta boyunca öne eğilmemeli, bel bükülmemeli veya baş üstüne uzanılmamalıdır. Bu, kateterin iyileşene kadar yerinden oynamasını önlemek içindir.
  • Ameliyattan sonra 2 hafta boyunca 5 kilodan daha ağır bir şey kaldırmamalı ve 2 hafta boyunca bahçe işleri, ev işleri ve seks dahil olmak üzere yorucu aktiviteler yapılmamalıdır.
  • Ikınmaktan kaçınılmalı.
  • Kontrol randevusuna kadar araba kullanmamalı. Gerekirse 45 dakika veya daha kısa mesafeler için bir arabaya binilebilir.
  • Ameliyattan sonra veya opioid ağrıkesici ilaç kullanırken 2 hafta boyunca alkol almamalı.

Aktivite

  • Uzun süre oturmaktan kaçınılmalı.
  • Her 3-4 saatte bir 5-10 dakika ayağa kalkılması ve yürüyüş önerilmekte. Mümkün olduğunca yürüme süresi kademeli olarak artırılmalıdır.

Banyo/Yara yeri bakımı

  • Enfeksiyonu önlemek için ameliyat yarasını (insizyon) temizlemeden önce ve sonra eller iyice yıkanılmalı.
  • Ameliyattan 1 gün sonra duş alınabilir.
  • Dermabond (cilt yapıştırıcısı) ile kaplanmış yara yeri sabun ve su ile nazikçe yıkanabilir, kurutulur ve günlük olarak incelenir.
  • Yara yeri (insizyon) banyo, havuz veya küvete girilerek ıslatılmamalı.
  • Yara üzerine herhangi bir losyon veya merhem sürülmesi önerilmez.
  • Yara yerinden az miktar akıntı normaldir. Çok miktarda akıntı, kötü kokulu akıntı veya sarı veya yeşil renkli akıntı varsa derhal doktora bildirilmelidir.
  • Cihaz çevresinde cilt altında sıvı birikerek görünür bir şişlik (seroma) oluşturabilir. Bu meydana gelirse doktora bilgi verilmelidir.

Ameliyat yarası iyileşirken pompayı desteklemek için hastaya elastik bir karın bandajı verilmiş olabilir. Banyo dışında her zaman giyinilmesi önerilir.

Doktor ne zaman aranmalı?

  • 38° C’nin üzerinde ateş
  • Geçmeyen bulantı veya ağrı
  • Yara yeri komplikasyonları
  • Ani şiddetli sırt ağrısı, ani başlayan bacak zayıflığı ve spazm, mesane ve/veya bağırsak fonksiyonu kaybı – bu acil bir durumdur – hasta hastaneye gitmeli ve algolojı uzmanına haber verilmelidir.
  • Baş ağrısı 48 saat sonra da devam ederse.

Ameliyatın komplikasyonları ve riskleri nelerdir?

Tüm ameliyat türlerinde olduğu gibi, küçük de olsa, komplikasyon olasılığı vardır.

  • Düşük olasılıklı enfeksiyon riski vardır (%3)
  • Kateterin yerdeğişmesi veya tıkanması olabilir ve ayrı bir prosedürle değiştirilmesi gerekebilir.
  • Pompa arızası
  • Düşük kanama riski
  • Omurilik sıvısı sızıntısı çok nadirdir
  • Parapleji veya kuadripleji, inkontinans veya iktidarsızlık nadirdir
  • Ölüm riski son derece düşüktür (30.000’de 1’den az)
  • Kaba yara izi (‘keloid’)
  • Yara iyileşmesinin uzun sürmesi
  • İlaç alerjileri
  • Pulmoner emboli (akciğerlerde kan pıhtısı)
  • Göğüs ve idrar yolu enfeksiyonları
  • Kol ve bacaklardaki basınça bağlı sinir zedelenmeleri
  • Göz veya diş yaralanmaları
  • Miyokard enfarktüsü (‘kalp krizi’)
  • Felç
  • Can kaybı
  • Diğer nadir komplikasyonlar

İntratekal pompa ile yaşamak

Algoloji uzmanı ile düzenli olarak ilaç yenilemeleri planlaması yapılması gerekir. Dolum randevusunda, tedavinin etkinliği değerlendirilecek ve pompa buna göre ayarlanacaktır. Amaç, minimal yan etkilere sahipken optimal miktarda ağrı veya spastisite kontrolü sağlamaktır. Alışılmadık semptomlar, aşırı dozda ilaç alımı veya dozun etkisiz olduğunu düşünülüyorsa, doktora bilgi verilmelidir. Şiddetli ağrı atakları varsa ek oral ilaç alınması gerekebilir.

Tıpkı bir kalp pili gibi, cep telefonları, çağrı cihazları, mikrodalga fırınlar, güvenlik kapıları ve hırsızlık önleme sensörleri gibi diğer cihazlar da intratekal morfin pompasını etkilemez. Cihaz, havalimanı güvenlik kapılarında tespit edildiğinden, uçarken İmplante Edilen Cihaz ile ilgili evrağı hasta yanında bulundurmalıdır.

Pompa bip sesi çıkarırsa, hemen doktorla irtibata geçilmesi gerekir. Bu, pompanın yeniden doldurulması, pilin değiştirilmesi veya başka bir bakıma ihtiyacı olduğunu gösterebilir.

Hastanın aile üyelerini ve arkadaşlarını acil bir durumda ne yapılması gerektiği konusunda bilgilendirilmesi, hastanın Acil Durum Bilgi ve Prosedür kartlarını her zaman yanında taşıması gerekmektedir.

Azərbaycanda İlk Uzman Alqoloq

Algoloji uzmanı - Alqoloq

Uzman Alqoloq tərəfindən xronik ağrıların və inadkar kəskin ağrıların diaqnostikası və müalicəsi

Uzman Alqoloq Dr. Tural BayramovAzərbaycanın ilk uzman alqoloqu (ağrı mütəxəssisi) Dr. Tural Bayramov tərəfindən türk və ingilis dillərində təsis edilən bu veb saytda alqologiya ilə əlaqəli mövzular haqqında geniş məlumat almaq mümkündür.

Uzm. Dr. Tural Bayramov hazırda Türkiyənin İzmir şəhərində Acıbadem Kent xəstəxanasında fəaliyyətini davam etdirir.

Dr. Tural Bayramovun diaqnostika və müalicəsini həyata keçirdiyi xəstəliklər :

  • Baş ağrıları
  • Bel və boyun ağrıları
  • Üz və çənə ağrıları
  • Xronik qarın ağrıları
  • Xronik pelvik (çanaq) ağrıları
  • Xronik döş qəfəsi ağrıları
  • Nevralgiyalar (trigeminal, qlossofaringeal və d.)
  • Oynaq və əzələ ağrıları
  • PRP və Kök hüceyrə müalicəsi
  • Üst və alt ətraflarda olan ağrılar
  • Damarların spazmına ve tıxanmasına bağlı olan ağrılar
  • İnadkar kəskin ağrılar
  • Xərçəng xəstəliyinə bağlı ağrılar
  • Hıçqırıq, əllərdə və ayaqlarda həddindən artıq tərləmə ( hiperhidroz), dərman müalicəsinin fayda etmədiyi nəcis və sidik inkontinansı (qaçırma)

 

Ağrı Pili veya Spinal Kord Stimülatörü (SCS) Nedir?

Ağrı pili veya spinal kord stimülatörü

Spinal Kord Stimülatörü veya Ağrı Pili Nedir? Hangi Hastalara ve Nasıl Uygulanır?

Spinal Kord Stimülatörü – Ağrı Pili nedir?

Spinal Kord Stimülatörü (ağrı pili), ağrıyı gidermek için doğrudan omuriliğe düşük volatajda elektrik akımı gönderen implante edilmiş bir cihazdır. Spinal kord stimülatörü, ince tellerden (elektrotlar) ve küçük, kalp pili benzeri bir pil takımından (jeneratör) oluşur. Elektrotlar, omurilik ve omur arasına (epidural boşluk)  yerleştirilir ve jeneratör, genellikle kalça veya karın yakınına, derinin altına yerleştirilir. Ağrı pili, hastaların ağrı hissettiklerinde uzaktan kumanda kullanarak elektriksel uyarıları göndermelerini sağlar.

Spinal kord stimülasyonu, çoğunlukla konservatif ağrı tedavisi seçenekleri yeterli rahatlama sağlayamadığında kullanılır. Stimülasyon ağrının kaynağını ortadan kaldırmaz. Sadece beynin algılama şeklini değiştirir. Sonuç olarak, analjezik etkisi her kişi için farklı olabilir. Ağrı pilinin hedefi ağrıda %50 ila %70’lik bir azalmadır. Bununla birlikte, hastanın günlük aktivitelerini gerçekleştirmesine yardımcı oluyorsa ve aldığı ağrı kesici ilaç miktarını azaltıyorsa, ağrıda küçük bir azalması bile önemli olabilir. Spinal kord stimülasyonu kas gücünü artırmaz.

Ağrı Pili veya Spinal Kord Stimülatörü

Spinal kord stimülasyonu, aşağıdakiler de dahil olmak üzere farklı türdeki kronik ağrıları tedavi etmek veya yönetmek için kullanılabilir:

  • Ameliyattan sonra bile devam eden bel ağrısı (başarısız bel ameliyatı sendromu)
  • Araknoidit (beyni ve omuriliği kaplayan ince bir zar olan araknoidin ağrılı iltihabı)
  • Başka yollarla tedavi edilemeyen göğüs (kalp) ağrısı (anjina)
  • Omurilik yaralanmaları
  • Nöropatik (sinirle ilgili) ağrılar (radyasyon, cerrahi veya kemoterapiden kaynaklanan şiddetli diyabetik nöropati ve kansere bağlı nöropati gibi)
  • Periferik damar hastalıkları
  • Kompleks bölgesel ağrı sendromu
  • Amputasyon sonrası ağrı
  • Viseral karın ağrısı ve perine ağrısı

Doktor ağrı pilinin hasta için doğru bir tercih olduğundan ve muhtemelen kronik ağrıda önemli bir rahatlama sağlayacağından emin olmak isteyecektir. Bu öneriyi yapmak için algoloji (ağrı) uzmanı kan tahlilleri, görüntüleme testleri ve psikolojik tarama isteyecektir.

Her hasta farklıdır, ancak genel olarak ağrı pilinden en çok fayda gören kişiler:

  • İlaç tedavisi, minimal invazif tedaviler veya önceki ameliyatlarla yeterli düzeyde ağrısı azalmamış hastalar
  • İşlemin etkinliğini azaltacak psikiyatrik rahatsızlığı olmayan hastalar

Spinal Kord Stimülasyonu nasıl uygulanır?

  • Girişim gününde başlayan veya daha öncesinden başlamış olan grip, sinüzit veya benzeri bir enfeksiyon varsa yahut sebebi saptanmamış da olsa yüksek ateş varsa girişimden önce mutlaka doktora bildirilmelidir.
  • Kan sulandırıcı ilaçlar önceden kesilmeli. Özel durumlarda hasta kullanılan pıhtılaşma önleyici ilaçları kullanmasını öneren hekimle görüşüp hekim onayını alması ve ardından en az 1 hafta önceden kesilmeli.
  • Girişimin 6-8 saat öncesinden itibaren tamamen aç ve susuz kalınmalı; herhangi bir katı-sıvı gıda, su ve çay almamış olmanız gerekmektedir. Eğer devamlı olarak kullanılması gereken kalp, şeker veya tansiyon ilacı varsa doktora görüşerek ilaçları nasıl alınması gerektiğini soruulmalı.
  • Girişim günü mevcut en son tarihli görüntüleme yöntemi ve filmleri ( MR-EMG-Tomografi) hasta beraberinde getirmeli.
  • Müdahalenin yapılacağı bölgede açık yara veya enfeksiyon düşündürecek cilt defektlerinin varlığında doktora bilgi verilmeli.
  • Mutlaka hastaya eşlik edebilecek bir refakatçi ile gelinmeli.

Başarılı Spinal Kord Stimülasyonu uygulaması için iki aşama gerektirir: birinci aşama uygulamanın etkinliğini test etmek – deneme aşaması ve ikinci kalıcı implantasyon aşaması.

Deneme aşamasında floroskopi ile görüntüleme eşliğinde algoloji uzmanı tarafından yönlendirilen elektrotlar omurganın epidural boşluğuna dikkatlice yerleştirilir. Ağrının yeri, bu elektrotların omurga boyunca hangi seviyeye yerleştirileceğini etkiler. Jeneratör/pil vücudun dışında tutulur ve bir kemer üzerinde hastanın belinizin etrafına takılır.

Yaklaşık 1-3 hafta boyunca cihazın ağrıyı ne kadar azalttığı değerlendirilir. Ağrı düzeyinde %50 veya daha fazla azalma olursa, deneme başarılı olarak kabul edilir. Başarılı olursa, cihazı kalıcı olarak implante etmek için ameliyat planlanır. Başarısız olursa, teller klinikte omuriliğe veya sinirlere zarar vermeden kolayca çıkarılabilir.

İkinci aşamada kalıcı implantasyon prosedürü sırasında jeneratör(pil) derinin altına yerleştirilir ve deneme elektrotları steril elektrotlarla değiştirilir. Deneme elektrotlarının aksine, bunlar hareketi en aza indirmek için dikişlerle sabitlenecektir. İmplantasyon işlemi  yaklaşık 1-2 saat sürebilir.

Ameliyat sonrası ne olur?

Çoğu hasta aynı gün veya ertesi sabah eve taburcu edilir. Jeneratör (Pil), hastaneden ayrılmadan önce programlanacaktır. Evde hastanın izlemesi için algoloji uzmanı yazılı talimatlar verecektir.

Ameliyat sonrası 6 hafta boyunca hasta eğilmemeli, ağır bir eşya kaldırmamalı, belini ve sırtını bükmemeli veya başının üzerinde olan eşyalara uzanmamalı. Bu, iyileşene kadar elektrotlarınların yerinden oynamasını önlemek içindir.

  • 2 kilodan daha ağır bir şey kaldırmamalı
  • Bahçe işi, ev işi ve seks dahil yorucu aktivite yapılmamalı
  • Takip randevusuna kadar araba kullanmamalı
  • Alkol içmemeli, kanama riskini artırır. Ayrıca, alkol ağrı kesici ilaçlarla karıştırmamalıdır.
  • Ağrı ve şişliği azaltmak için insizyon etrafına günde 3-4 kez 15-20 dakika boyunca soğuk uygulaması (buz) yapılmalı.
  • Hasta uyumadığı sürece bir saatten fazla oturmamalı veya bir pozisyonda yatmamalıdır.
  • Baş ağrıları, elektrot bölgesi çevresinde beyin omurilik sıvısının sızmasından kaynaklanabilir. Sızıntı genellikle kendi kendine iyileşir. Hasta düz bir şekilde uzanmalı ve bol miktarda kafeinli karbonatsız sıvı (çay, kahve) içmelidir.
  • Her 3-4 saatte bir 5-10 dakika ayağa kalkmalı ve yürümelidir. Hasta yapabildiği kadar yavaş yavaş yürümeyi artırmalıdır.

Spinal Kord Stimülatör cerrahisinin komplikasyonları nadirdir, ancak hiçbir işlem risksiz değildir. Hastaların küçük bir yüzdesi şunları yaşayabilir:

  • İlk 2-8 haftada ortaya çıkabilen enfeksiyon.
  •  
  • Elektrot migrasyonu (yani elektrotlar orijinal konumlarından hareket eder ve stimülatör ağrıyı etkili bir şekilde engellemez). Bu genellikle elektrotları uygun noktaya geri koymak için bir takip ameliyatı gerektirir.
  • Cihaz hasarı (ör. düşme veya yoğun fiziksel aktivite stimülatörü bozar).
  • Dural ponksiyon – Dura mater omuriliği çevreler. Elektrotlar, dura mater’nin hemen dışındaki epidural boşluğa yerleştirilir. Bir iğne veya elektrot çok derine iner ve onu delerse beyin omurilik sıvısı dışarı sızabilir. Bu delikler şiddetli baş ağrılarına neden olabilir.
  • Omurilik travması – Son derece nadir olmasına rağmen, omurilik stimülatörünün yerleştirilmesi sinir hasarına ve felce neden olabilir.

Spinal Kord Stimülasynunun sonuçları dikkatli hasta seçimine, başarılı deneme stimülasyonuna, uygun cerrahi tekniğe ve hasta eğitimine bağlıdır. Stimülasyon, ağrıya neden olan durumu iyileştirmez. Ama, hastaların ağrıyı yönetmesine yardımcı olur. Ağrı en az yarı yarıya azalırsa uygulama başarılı kabul edilir.

Ağrı pili ile ilgili yayınlanmış çalışmalar, kronik ağrıdan mustarip hastaların %50 ila %80’inde iyi ila mükemmel uzun süreli rahatlama olduğunu göstermektedir.

Spinal Kord Stimülatörüyle yaşamak

Genel olarak, ağrı pili tarafından sağlanan ağrı azalması, hastaların ameliyattan önce yapabileceklerinden çok daha fazlasını yapmalarını sağlar, ancak dikkat edilmesi gereken bazı kısıtlamalar vardır.

Ağrı pili kapalı olduğu sürece, röntgen ve BT taramaları genellikle güvenlidir. Herhangi bir taramaya başlamadan önce daima doktorunuza, hemşirenize veya teknisyeninize ağrı pilinizin olduğunu bildirin.

Hayır, ağrı pili olanlar için MR her zaman güvenli değildir. Bazı yeni cihazlar belirli MR makinesi modelleri uyumludur, ancak doktorunuzun önce stimülatorunuzun özelliklerini değerlendirmesi gerekecektir. Cihazınız MR uyumlu değilse, MRG ciddi yaralanmalara neden olabilir.

Evet, havaalanı güvenlik kapıları stimülatorunuzu algılayacaktır, ancak doktorunuz size makineyi atlamanıza izin verebilecek bir belge verecektir.

Hayır, stimülasyon seviyelerindeki ani değişiklikler dikkatinizin dağılmasına neden olabileceğinden, araç veya ağır makine kullanırken ağrı pilinizi kapatmalısınız.

Kalıcı, implante edilmiş bir jeneratörle yüzmek iyidir, ancak geçici stimülatörünüzü ıslatamazsınız. Deneme süresi boyunca banyo ve duşlardan kaçınmanız gerekecektir.

Evet, sağladığı ağrı kesici düzeyinden memnun değilseniz veya sisteminizde bir enfeksiyon veya mekanik sorun varsa ağrı pili güvenle çıkarılabilir.

Radyofrekans Tedavisi Nedir ve Hangi Durumlarda Uygulanır?

Radyofrekans tedavisi

Radyofrekans Tedavisi Nedir ve Hangi Durumlarda Uygulanır?

Radyofrekans Tedavisi Nedir?

Radyofrekans  tedavisi (RF), konservatif tedavilere yanıt vermeyen kronik ağrıyı tedavi etmek için kullanılabilen minimal invaziv bir prosedürdür. Radyofrekans tedavisi, ağrının kaynağı olduğuna inanılan duyusal sinir uçlarını tahrip ederek, tedaviyi takiben ağrı ve diğer ilgili semptomları azaltır.

Bu tedaviyi önermeden önce, hastanın ideal bir aday olduğundan emin olmak için tanısal sinir bloklarının yapılması gerekir. Teşhis amaçlı yapılan bu sinir bloğu, hastanın ağrısına neden olduğuna inanılan sinir bölgesine bir lokal anestetik enjekte edilmesini içerir. Lokal anestezik esas olarak bölgeyi geçici olarak uyuşturur ve ağrı semptomlarının azalmasına neden olur. Radyofrekans lezyonunun etkinliği, hastanın geçici sinir bloğu prosedürüne verdiği yanıttan tahmin edilebilir.

Radyofrekans Tedavisi

Radyofrekans Tedavisi nasıl uygulanır?

Genellikle, radyofrekans ablasyon prosedürlerinin tamamlanması yaklaşık 30 ila 60 dakika sürer. Ağrıya neden olduğu düşünülen sinir, radyofrekans ablasyon prosedürü sırasında hedeflenir. Floroskopi veya ultrason kılavuzluğu kullanılarak hedeflenen sinirlerin yanına küçük bir iğne veya radyofrekans kanülü algoloji uzmanı tarafından yerleştirilir.

İğne yerleştirildikten sonra, iğnenin uygun şekilde yerleştirilmesini sağlamak için küçük elektrik akımları uygulanır. İğne veya kanülün uygun şekilde yerleştirildiği onaylandıktan sonra, bölgeyi uyuşturmak için lokal anestezik enjekte edilir. Daha sonra radyo dalgaları üreten bir elektrik akımı sağlayan radyofrekans jeneratörü kullanılır. Bu radyo dalgaları, hedeflenen siniri 90 saniyeye kadar ısıtır ve bu da hedeflenen sinirin tahrip olmasına neden olur. İğne daha sonra çıkarılır ve prosedür tamamlanır.

İşlemden sonra hastalar iğne yerleştirilen bölgede genellikle birkaç gün içinde rahatsızlık hissedebilirler. Radyofrekans ablasyonla ilişkili riskler şunları içerir: kanama, enfeksiyon veya işlem sırasında kullanılan lokal anestetiğe alerjik reaksiyon.

Nadir görülen yan etkiler şunları içerir: uyuşma, yanma, karıncalanma ve muhtemelen ekstremitelerde güçsüzlük gibi kalıcı değişikliğe yol açabilen sinir hasarı.

Radyofrekans tedavi prosedürleri genellikle uzun süreli ağrının azalmasını sağlar; ancak ağrı yolları zamanla yenilenebilir. Bu nedenle, prosedürün tekrarlanması gerekebilir.

Radyofrekans Tedavisi uygulanan durumlar (hastalıklar)

Radyofrekans tedavisiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilecek çeşitli durumlar vardır:

Faset eklem ağrısı, kronik omurga ağrısının en yaygın nedenlerinden biridir. Posterior primer ramusun medial dalının radyofrekans lezyonu faset eklemini denerve edebilir ve bazı hastalar için etkili bir şekilde uzun vadeli ağrının giderilmesini sağlayabilir. Faset eklem ağrısı çeken hastalar için başarılı radyofrekans lezyonu tipik olarak bir yıldan fazla sürer.

radyofrekans tedavisi

Omurganın omurlararası disklerinden kaynaklanan omurga ağrısı, yaygın olarak diskojenik ağrı olarak adlandırılan başka bir yaygın ağrı kaynağıdır. Ağrılı disk tanımlandıktan sonra, radyofrekans lezyonu, ya rami communicans sinir lezyonu yoluyla ya da intradiskal denervasyon teknikleri kullanılarak, omurlararası diskin kısmen denervasyonu için kullanılabilir.

Organik (yapısal) nedenlerin bir sonucu olan koksidodini (kuyruk sokumu ağrısı), koksigeal sinirin radyofrekans lezyonu veya impar gangliyonu ile tedavi edilebilir. Radyofrekans lezyonunu kullanmadan önce, ağrının doğası gereği organik olduğunu doğrulamak için mutlaka tanısal blok gerçekleştirilir.

Sempatik sinirler tarafından iletilen ağrının tedavisi için radyofrekans yöntemi kullanılarak sempatik zincir veya sempatik gangliyonların lezyonu oluşturulur. Oluşturulan bu lezyon, sinir sinyali iletiminin kesintiye uğramasına neden olur.

Gasser ganglionun termokoagülasyonu ile trigeminal nevraljiyi tedavi etmek için radyofrekans tedavisi kullanılabilir. Ayrıca, sfenopalatin ganglion ve stereotaktik kordotomi lezyonu oluşturarak kanser ağrısını tedavi etmek için de bu yöntem kullanılabilir.

Pulsed Radyofrekans tedavisi nedir?

Pulsed radyofrekans (PRF), bazı kronik ağrı durumlarında kullanılabilen iyi bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem yukarıda değinilen geleneksel probun ısıtıldığı radyofrekans nörotomi (RF) tedavisinden farklıdır. Pulsed RF tedavisi, proba aralıklı bir elektrik akımı uygular ve böylece sinirin ısınmasını önler. Bu da sinir hasarını en aza indirir. Pulsed RF tedavisi zayıflığa veya normal duyu kaybına neden olmaz.

Pulsed radyofrekans tedavisi, aşağıdaki durumların tedavisinde yardımcı olabilir:

  • Bel ve bacak ağrısı, radiküler bacak ağrısı veya “siyatik” (Dorsal Kök Ganglion PRF)
  • Bel / kalça ağrısı veya kluneal nöropati (kluneal sinir PRF)
  • Oksipital nevralji (oksipital sinir PRF)
  • Omuz Ağrısı (supraskapüler sinir PRF)
  • Kasık ağrısı
  • Diğer periferik sinir ağrıları

Birçok çalışma, Pulsed radyofrekansın güvenli ve etkili olduğunu göstermiştir ve komplikasyonları nadirdir. Komplikasyonlar arasında enfeksiyon, kanama veya morarma, yakındaki yapılarda hasar, alerjik veya diğer ilaç reaksiyonları bulunur. İşlemin kendisi çok acı verici olmasa da, 2-3 gün içinde tam fayda gelişmeden önce işlem sonrası ağrıda bir alevlenme yaşanabilir.

Oksipital nevralji nedir ve tedavisi nasıl yapılır?

Oksipital nevralji

Oksipital Nevralji Nedir? Tanı ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

Oksipital Nevralji Nedir?

Oksipital nevralji büyük ve küçük okispital sinirin tahriş veya hasarı nedeniyle ortaya çıkabilir. 

Tipik oksipital nevralji semptomları şunları içerebilir:

  • Tek veya iki taraflı baş ağrısı
  • Gözlerin arkasındaki ağrı
  • Kafatasının tabanında ağrı
  • Baş dönmesi
  • Işık hassaslığı
  • Azalan boyun hareket açıklığı
  • Bulanık görme veya diğer görme sorunları

Oksipital Nevralji

Oksipital Nevraljinin Nedenleri

Büyük ve küçük oksipital sinirlerin iltihaplanmasının veya sıkışmasının çeşitli nedenleri vardır. Sinirlerin zarar görmesi şunlardan kaynaklanabilir:

  • Travma
  • Stres
  • Enfeksiyon
  • Servikal ekstansiyon ve fleksiyon içeren boynun tekrarlanan hareketleri

Yapılan çalışmalar, oksipital sinir ağrısının dört spesifik nedenine odaklanmıştır:

  • Sinir kökü tahrişine neden olan vasküler kaynaklar
  • Sinir dokusundan kaynaklanan ve ağrıya neden olan nörojenik kaynaklar
  • Kaslardan kaynaklanan ağrı
  • Kemik yapılardan kaynaklanan ağrı

Oksipital nevraljiyle birlikte aşağıdakiler dahil çeşitli komorbid durumlar da ortaya çıkabilir:

Oksipital nevralji nasıl teşhis edilir?

Oksipital nevralji semptomları, gerilim tipi baş ağrıları ve migren semptomlarına benzer. Bu nedenle sıklıkla yanlış teşhis edilebilir. Oksipital nevraljiyi doğru bir şekilde teşhis etmek için, algoloji uzmanı kapsamlı bir anamnez alır ve fizik muayene yaparlar. Bu durumdan şüphelenildiğinde tanısal oksipital sinir bloğu yapılabilir. Sinir bloğu uygulandıktan sonra ağrı giderilmesi bildirilirse, oksipital nevralji teşhisi doğrulanır.

Görme değişiklikleri, baş dönmesi, mide bulantısı veya kusmayla ilgili sorular, kraniyal veya servikal sinirlerin sıkışması olup olmadığını belirlemeye yardımcı olacaktır.

Altta yatan herhangi bir patolojiyi dışlamak için röntgen filmi, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi özel görüntüleme prosedürleri istenebilir.

Oksipital nevralji tedavisi nasıl yapılır?

Oksipital nevraljinin tedavisi ağrıyı hafifletmeyi amaçlar. Tedavi için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:

Sıcak uygulaması: ağrının olduğu yere sıcak uygulaması, hastaları genellikle rahatlar.

Fizik tedavi veya masaj terapisi: germe ve güçlendirme egzersizleri, ağrı bölgesine uygulanan sıcak veya soğuk paketlerin uygulanması hastalara yardımcı olabilir.

İlaçla tedavi: antiinflamatuar ilaçlar, kas gevşeticiler, antikonvülzan ilaçlar

Perkütan sinir blokları: bu enjeksiyonlar oksipital nevraljiyi hem teşhis etmek hem de tedavi etmek için kullanılabilir

Botulinum toksini (Botoks) enjeksiyonları: Botoks enjeksiyonları sinir iltihabını azaltmak için kullanılabilir

Oksipital Sinir Stimülasyonu: bu cerrahi tedavi, elektrotların oksipital sinirlerin yakınına deri altına yerleştirilmesini içerir. Yöntem, omurilik stimülasyonu ile aynı şekilde çalışır ve aynı cihazı kullanır. Prosedür minimal invazivdir ve çevredeki sinirler ve yapılar stimülasyondan zarar görmez.

Omurilik Stimülasyonu (DCS): bu cerrahi tedavi, omurilik ve omur arasına uyarıcı elektrotların yerleştirilmesini içerir. Cihaz, omurilikten beyne giden ağrı mesajlarını engellemek için elektriksel uyarılar üretir

C2,3 Ganglionektomi: bu tedavi, ikinci ve üçüncü servikal duyusal dorsal kök ganglionunun bozulmasını içerir.

Yaşam tarzı değişiklikleri: Stres azaltma teknikleri, düzenli egzersiz ve iyi postürün korunması yakınmaların azaltılmasına katkıda bulunabilir.

Oksipital nevralji yönetilmesi zor bir durum olabilir, ancak doğru teşhis ve tedavi planı ile hastalar yıpratıcı semptomları hafifletebilirler. Oksipital nevraljiden muzdarip olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, semptomlarınızı tartışmak ve özel durumunuz için en uygun tedavi seçeneklerini öğrenmek için bir uzmana danışmanız çok önemlidir. 

Fibromiyalji Nedir? Teşhisi ve Tedavisi Nasıl Yapılır?

Fibromyalgia - Fibromiyalji

Fibromiyalji Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Fibromiyalji Nedir?

Fibromiyalji, kronik, uzun süreli, yaygın kas ağrısı, eklem ağrısı ve yorgunluğa neden olan bir hastalıktır. Ağrı aralıklı olarak azalabilir veya artabilir. Bilinen bir nedeni yoktur, ancak stres ve genetik gibi belirli faktörler kişiyi hastalığa yatkın hale getirebilir. Tedavisi olmamasına rağmen ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve diğer terapiler hastanın durumunda rahatlama sağlar.

Fibromiyalji hastalığı nedir?

Fibromiyalji kimlerde olabilir?

Çocuklar dahil herkesde fibromiyalji olabilir. Kadınların bu hastalığa yakalanma olasılığı erkeklerden iki kat daha fazladır. Belirtiler genellikle orta yaşta ortaya çıkar. Romatoid artrit, lupus ve sarkoidoz gibi diğer kronik rahatsızlıklardan muzdarip hastaların % 20 kadarı da fibromiyaljiye sahip olabilir.

Ne tetikler?

Aşağıdakiler gibi belirli koşullar veya olaylar semptomları tetikleyebilir:

  • Erken doğma, taciz, kazalar gibi travmatik yaşam olayları gibi stresörler
  • Viral enfeksiyonlar veya diğer hastalıklar gibi tıbbi durumlar
  • Anksiyete, depresyon, diğer duygudurum bozuklukları
  • Kötü uyku düzeni
  • Egzersiz yapmamak

Belirtileri nelerdir?

Yaygın kas ağrısı ve eklem ağrısı ile birlikte yorgunluk ve kalitesiz uyku, fibromiyaljinin belirleyici semptomlarıdır. Hastalık her hastayı farklı şekilde etkiler. Şunları da hasta deneyimleyebilir:

  • Kaygı veya depresyon
  • İshal veya kabızlık dahil sindirim sisteminde olan sorunlar
  • Yüz veya çene ağrısı (temporomandibular eklem bozuklukları)
  • Baş ağrısı veya migren
  • Hafıza sorunları
  • Ellerde veya ayaklarda karıncalanma veya uyuşma

Fibromiyalji hastasında hassas noktalar

Fibromiyalji atağını ne tetikler?

Bazı şeyler, özellikle stres seviyesinin artıran durumlar, fibromiyalji atağına (alevlenme) neden olabilir. Bunlar aşağıdakileri içerir:

  • Günlük rutinlerde değişiklikler
  • Diyet değişiklikleri veya kötü beslenme
  • Hormon dalgalanmaları
  • Uyku eksikliği
  • İşle ilgili stres, başka bir hastalık, duygusal stres gibi
  • Tedavide olan değişiklikler
  • Uyku düzeninde değişiklik (örneğin, vardiyalı çalışma)
  • Hava veya sıcaklık değişiklikleri

Nasıl teşhis edilir?

Fibromiyaljiyi kesin olarak teşhis eden bir test yoktur. Fibromiyalji tanısı, semptomlara ve fizik muayene sonuçlarına göre klinik olarak onaylanır. Anemi veya tiroid hastalığı gibi diğer yorgunluk nedenlerini dışlamak için temel kan testleri önerilir. Teşhis, semptomlarla birlikte hastanın aile ve tıbbi geçmişine dayanır.

Fibromiyaljisi olan kişiler, çoğu insanı rahatsız etmeyecek ağrıya karşı son derece hassas olma eğilimindedir. Doktor, vücuttaki dokunmaya karşı oldukça hassas olan tetik noktaların veya alanların sayısını değerlendirebilir.

Tanı için, yorgunluk ve hafıza ve konsantrasyon bozukluğu, kalitesiz uyku, depresyon semptomları ve huzursuz olma gibi diğer semptomlarla birlikte üç ay boyunca yaygın ağrı mevcut olmalıdır.

Nasıl kontrol altına alınır veya tedavi edilir?

Fibromiyaljinin tedavisi yoktur. Bazı ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri semptomları iyileştirebilir. Aşağıdaki seçenekler fibromiyalji tedavisinde kullanılabilir:

  • İyileştirilmiş uyku alışkanlıkları
  • Stres yönetimi teknikleri
  • Egzersiz tedavisi
  • Analjezik ilaçlar, antidepresanlar, antikonvülzanlar (sara ilaçları)
  • Tetik nokta enjeksiyonu, Kuru iğne tedavisi
  • Bilişsel davranışçı terapi

Komplikasyonları nelerdir?

Fibromiyalji yaşamı tehdit etmez. Kronik ağrı ve yorgunlukla yaşamak bu hastalığı olanlar için zor olabilir. Fibromiyalji tedavi edilmezse iş hayatı ve günlük aktiviteler daha da zorlaşır ve yaşam kalitesi azalır.

Fibromiyaljiyi nasıl önlenebilir?

Fibromiyaljiye neyin sebep olduğu bilinmediği için gerçekten bu hastalığı önlemek için hangi adımların atılması gerektiğini söylemek zordur. Yine de aşağıdakileri yapmak her zaman iyi bir fikirdir:

  • Stresi en aza indirmek
  • Besleyici bir diyet
  • Yeterli uyku
  • Sağlıklı kilo
  • Artrit, depresyon veya diğer durumların iyi tedavi edilmesi
  • Aktif ve düzenli egzersiz yapılması

Fibromiyalji tanısı alan hastalar için prognoz nedir?

Fibromiyaljisi olan çoğu insan, ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri ile semptomları hafifletebilir. Stresi azaltmak için adımlar attıktan sonra bazen semptomlar kaybolur. Stresli zamanlarda semptomlar geri gelebilir. Az sayıda insan çalışamayacak kadar şiddetli ağrı veya yorgunluk yaşar.

Ağrı Tedavisinde Hangi Rejeneratif Tıp Yöntemleri Önerilir?

trombositten zengin plazma tedavisi

Rejeneratif Tıp Nedir? Ağrı Tedavisinde Hangi Rejeneratif Tıp Yöntemleri Önerilir?

Rejeneratif tıp nedir?

Rejeneratif tıp, normal işlevlerini yerine getirmek için hücrelerin, dokuların veya organların değiştirilmesi veya yenilenmesi sürecini ifade eden, yeni gelişen modern tıp dalıdır. Algoloji pratiğinde rejeneratif tıp olarak 3 spesifik tedavi  yöntemi kullanılmaktadır: trombosit açısından zengin plazma (PRP) tedavisi, kök hücre enjeksiyonları ve proloterapi. Rejeneratif tıp tedavi yöntemleri vücuttaki hasarı iyileştirmeye odaklanır ve ağrının azalmasının yanısıra fonksiyonların iyileşmesine sebep olabildiği düşünülmektedir.

Rejeneratif Tıp

Şimdi sizlere PRP, kök hücre tedavisi ve proloterapi ile kısa bilgi vermek istiyorum:

Trombositten zengin plazma tedavisi (PRP) 

Trombositten zengin plazma veya PRP tedavisi için hastanın kendi kanı kullanılır. Hastanın kendi kanını kullanmak, tedavi sırasında enfeksiyon hastalık bulaşma riskini ortadan kaldırır ve minimal invazif bir tedavi türü olarak kabul edilir. Hastadan kan alınır ve ardından bir santrifüje yerleştirilir. Trombositler kanın bir kısmından ayrılır ve ardından tedavi edilen bölgeye enjekte edilir. Konsantre trombositler dokuların tamir ve yenilenmesinde esas olan büyüme faktörleri gibi yüksek doz biyoaktif proteinlere sahiptir.  Trombositten zengin plazma tedavisi enjeksiyonları, normalde kanda bulunan trombosit miktarının beş ila on katı arasında bir miktara sahiptir. PRP’nin kalitesi, trombositlerin yaşama kabiliyetine bağlıdır. PRP uzman bir ekip tarafından hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.

Kök hücre tedavisi 

Kök hücreler, vücudun herhangi bir özel hücre tipine dönüşebilme kapasitesine sahip hücrelerdir, ve bu nedenle aldığı sinyale göre gerekli olan hücre tipine dönüşebilen akıllı hücrelerdir. Görevleri, parçası oldukları canlı yapıyı (örneğin deri, doku, organlar vb.) yenilemek veya tamir etmektir. Özellikle kas iskelet sistemindeki zedelenmelerden kaynaklanan kronik ağrı tedavisinde kemik iliği ve yağ doku kaynaklı kök hücreler en sık kullanılanlardır. Kök hücrelerin vücudun hasarlı bir bölgesine enjekte edilmesi, sağlıklı dokunun yenilenmesine yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Proloterapi 

Proloterapi, ağrı veya instabilite olan alana hafif tahriş edici bir ajanın birkaç hafta arayla bir dizi enjeksiyonuyla uygulanmaktadır. Klasik proloterapi hipetonik dekstroz çözeltisini hasar veya yaralanmanın meydana geldiği belirli bir alana enjekte edilmesini içerir. Kas iskelet sisteminde kaynaklanan ağrıların tedavisinde proloterapinin etkili  olması ile ilgili tıp literatürde bazı çalışma sonuçları yayınlansa da, bu sonuçları destekleyen yüksek kaliteli randomize kontröllü çalışmalar kısıtlıdır.

TENS Tedavisi Hangi Durumlarda ve Nasıl Kullanılır?

TENS tedavisi

TENS Tedavisi Hangi Ağrıların Tedavisinde ve Nasıl Kullanılır ?

TENS tedavisi veya transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu, ağrı yönetimi için invazif olmayan, ilaçsız bir seçenektir. TENS tedavisi sırasında ağrı sinyallerini, kullanıcı tarafından kontrol edilen ve bir karıncalanma hissi ile değiştirir. TENS uygulaması mekanizması oldukça basit olmasına rağmen, akılda tutulması gereken bazı önemli şeyler vardır. TENS ünitesinin nasıl doğru kullanılacağını bilmek, uzun süreli ağrı yönetiminin anahtarıdır.

TENS tedavisi ve TENS ünitesi

TENS tedavisi nedir ve hangi durumlarda kullanılır?

Transkutanöz elektriksel sinir stimülasyonu (TENS), iki kablonun bağlı olduğu cep telefonu boyutunda bir ünitedir. Her bir kablonun sonunda, vücudunuza yerleştirdiğiniz kendiliğinden yapışan bir ped bulunur. Nazik bir elektrik akımı kablolar boyunca ve pedlerin üzerinde hareket eder. Hastalar ağrı ile vücut bölgelerine pedleri yerleştirir ve ünite üzerindeki bir düğme ile elektrik akımını aktif hale getirir. Bu basit cihazın, yan etkiler olmaksızın ve diğer tedavilerle etkileşim olasılığı olmaksızın sinir ağrısını hafiflettiği gösterilmiştir.

Yapılan araştırmalar, aşağıdaki durumlarda TENS’in potansiyel etkinli olduğunu göstermiştir:

  • Boyun ağrısı
  • Bel ağrısı
  • Siyatik
  • Osteoartrit ve diğer artrit türleri
  • Bursit
  • Tendinit
  • Kanser ağrısı
  • Omuz ağrısı ve donmuş omuz
  • Nöralji
  • Migren ve baş ağrıları

TENS’in diyabetik nöropatili kişiler için yararlı olabileceğine dair bazı göstergeler de vardır.

Hastaların çoğu, TENS ünitesiyle 30 dakikalık bir seansın ağrıyı saatlerce hafiflettiğini fark eder. Bazıları TENS ünitelerini günlük aktiviteleri sırasında kullanabilir, aksi halde bu aktiviteler ağrıya neden olabilir.

TENS ünitesi nasıl kullanılır?

TENS ünitesinin nasıl kullanılacağını öğrenmenin ilk adımı doktorunuzla konuşmaktır. TENS ünite tedavisinin sizin için iyi bir tedavi seçeneği olup olmadığına karar vermenize doktorunuz yardımcı olabilir ve ayrıca üniteyi en iyi sonuçlar için güvenle kullanmanı konusunda sizi bilgilendirebilir.

Genel güvenlik yönergeleri

Genel olarak, TENS ünitesi tarafından iletilen elektrik akımı güvenlidir ve elektrik çarpması için bir tehdit oluşturmaz. Bununla birlikte, yanık veya diğer ilgisiz yan etkilerin riskini azaltmak için izlenecek bazı genel güvenlik yönergeleri vardır.

Birçok hasta, günlük egzersiz sırasında TENS ünitesini kullanmanın etkinliği artırdığını fark eder. Bisiklete binmek veya doğa yürüyüşü yapmak gibi düşük yoğunluklu egzersizler sırasında bu tedaviden yararlanmak mümkündür.

Banyoda veya duşta TENS ünitesi kullanmayın. Bu üniteye zarar verebilir ve aynı zamanda su olan alanda elektrikli cihaz kullanmak her zaman iyi bir fikir değil.

TENS ünitesi pedlerinizi sadece kendiniz kullanın. Bir başkasının vücudunun ağrısız bir bölümünde karıncalanma hissinin nasıl hissettirdiğini göstermek için bile onları paylaşmayın. Hijyenik değil.

Vücudunuza pedleri yapıştırırken, çıkarırken veya başka bir şekilde yeniden yerleştirirken TENS ünitesinin kapalı olduğundan emin olun.

TENS tedavisi için elektrotların yerleştirilmesi

TENS ünitesi elektrot yerleşimi çok önemlidir. Elektrotların uygun şekilde yerleştirilmesi, bu tedavinin etkinliğini artırabilir.

Başlamadan önce, pillerin düzgün şekilde takıldığından olun. Tel uçlarını elektrot pedlerine tamamen yerleştirin (açıkta metal olmamalı), ardından uçları TENS ünitenize takın.

TENS tedavisi

Cildiniz temiz, kuru olmalı ve üzerinde losyon, yağ veya toz olmamalıdır.

Elektrotlar doğrudan ağrılı bölgenin üzerine veya çok yakınına yerleştirilmelidir. Olası cilt tahrişini önlemek için elektrotları yerleştirdiğiniz yeri değiştirmeniz önemlidir.  Tam bir devre oluşturmak için iki veya dört ped kullanmanız gerekir. Bu pedler arasındaki mesafenin değiştirilmesi, aralarında akan elektrik miktarını ve akımın yoğunluğunu değiştirir. Pedler arasında en az 2-3cm aralık olması gerekmesine rağmen, aralarındaki mesafe ne kadar fazla olursa o kadar az etkili olacaklarını da unutmayın. Ağrılı bölgeye ne kadar yakın olursanız, tedavi o kadar etkili olacaktır.

Bu alanlardan kaçının

Elektrotlar vücut üzerindeki herhangi bir metalle (örneğin bir kemer veya mücevher) temas etmemelidir.

TENS ünitesi elektrot yerleşimi düşünüldüğünde kaçınılması gereken bazı alanlar da vardır :

  • Gözler ve boğaz
  • Kesik veya yaralarda (ve genel olarak yaralanmış ciltte)
  • Tümörlerde
  • Doğrudan omurilikte
  • Vücut boşluklarının içinde
  • Doğrudan kemiklerin üzerinde

Elektrik akımı güç ayarlaması

TENS ünitenizi ilk kez kullandığınızda, doktorunuz elektrik akımını hangi güçte ayarlayacağınızın belirlenmesine yardımcı olabilir.

Vücudunuzun buna alıştığını ve karıncalanma hissinin azaldığını fark edebilirsiniz. Böyle bir durumda, doktorunuza, hissin mevcut olması ama yine de rahat olması için gücü artırmanın uygun olup olmadığını sorabilirsiniz.

TENS tedavisi gün içinde ne kadar süre kullanılmalıdır?

Rahatlama sağladığı sürece TENS ünitesi kullanılabilir. Ağrı azalmaya başlarsa mola verilebilir. Bu, sinirlerinizin biraz gevşemesini ve sakinleşmesini sağlar. Belli bir süre sonra ağrı geri gelirse, TENS ünitenizin ağrıyı hafifletmek içi tekrar kullanabilirsiniz.

TENS tedavisi, diğer tedavilerle birlikte de kullanılabilir. TENS ünitenizi kullanmak için bir zaman çizelgesi içeren koordineli bir tedavi planı hakkında doktorunuzla konuşabilirsiniz.

TENS ünitemi uyurken kullanabilir miyim?

Uyurken bir TENS ünitesi kullanmak pratik görünebilir, özellikle ağrı durumunuz geceleri alevleniyorsa, ancak bu iyi bir fikir değildir. Elektrotlar, cilde çok sıkı bastırılırsa veya pedlerden biri koparsa cild tahriş olabilir. Farklı veya olağandışı olabilecek değişiklikleri veya duyumları izlemek için tamamen dikkatli olmak ve TENS ünitenizi kontrol altında tutmak her zaman daha güvenlidir.

TENS tedavisi hangi sıklıkla kullanabilir?

Rahatlama sağlamaktaysa TENS tedavisini günlük olarak kullanabilirsiniz. Bazı hastalar 30 dakikalık bir seansın tüm gün rahatlama sağladığını görürken, diğerlerinin ünitelerini her iki saatte bir kullanmaları gerekebilir. Bir TENS ünitesini ne sıklıkta kullanabileceğinize dair en iyi kılavuz,sizin rahatınız ve ağrınızın giderilmesidir.

Bazı hastalar periyodik olarak üç ila beş gün ara vermeyi faydalı bulmaktadır. TENS ünitenizin ağrınızı hafifletmek için etkisini azaldığını fark ederseniz, kısa bir mola etkinliğini geri kazandırabilir.

TENS üniteme nasıl bakım sağlamam gerek?

TENS ünitenizin bakımı konusunda bilmeniz gereken birkaç husus vardır. Her kullanımdan sonra, kablo uçları ünite kapatıldıktan sonra pedlerden çıkarılabilir, ancak üniteyi birkaç saat içinde tekrar kullanırsanız pedler ciltte kalabilir. Pedleri çıkarmak istiyorsanız, cildinizden dikkatlice alın ve plastik kılıflarında saklayın. Temiz cilt üzerinde kullanırsanız ve kullandıktan sonra düzgün bir şekilde saklarsanız bu pedler daha uzun süre dayanır.

TENS ünitenizin periyodik olarak temizlenmesi gerekir. Kapatıldığından emin olun, ardından nemli, yumuşak bir bezle silin. Ünite üzerinde temizleyici veya aşındırıcı kullanmayın. Üniteyi uzun süre saklarsanız, pilleri çıkarın ve üniteyi ve kablo uçlarını serin ve kuru bir yerde saklayın. Giriş kablolarını bükmemeye veya kıvırmamaya dikkat edin.

TENS tedavisinin yan etkiler veya potansiyel riskler var mı?

TENS ünitesi tedavisinin potansiyel olarak yaygın olan tek yan etkisi, bazen hoş, bazen hafif rahatsız edici  (hastaya bağlı olarak) olan hafif karıncalanma hissidir. Rahatlama bulan çoğu hasta, ağrıları yerine karıncalanmayı tercih eder ve karıncalanmaya her düzeyde alışır. Bununla birlikte, cildin tahriş olmasını veya elektrik çarpmasını önlemek için uygun elektrik stimülasyon düzeyini belirlemek için doktorunuzla birlikte çalışmak önemlidir. 

TENS tedavisi hastaların büyük çoğunluğu için güvenli olsa da, bu cihazı kullanmaması gereken hastalar da vardır. Kalp pili olanlar da dahil olmak üzere kardiyak hastalar TENS ünitesi kullanamayabilir. İmplante edilmiş metal cihazlara veya kalıcı pompalara veya diğer monitör tiplerine sahip hastalar, ağrıyı gidermek için bir TENS ünitesi kullanmamalıdır.

Ayrıca hamile kadınlar TENS ünitesinin güvenliği hakkında doktorlarıyla konuşmalıdır (reçetesiz satın alınabilenler dahil).

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu veya Refleks Sempatik Distrofi Nedir? Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu Nedir?

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu (KBAS) merkezi veya periferik sinir sistemindeki işlev bozukluğunun bir sonucu olan kronik bir ağrı durumudur. Daha önce olan bir yaralanmayla ilgili olabilir. Genellikle, bir kolu ya da bacağı etkilemektedir. Bu rahatsızlığa sahip hastalar, gerçek yaralanma veya doku hasarıyla (varsa) orantısız bir ağrı yaşayabilir.

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromunun (KBAS) Belirtileri

İki tür Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu (KBAS) vardır: KBAS-I ve KBAS-II. Semptomlar genellikle vücudun belirli bir bölgesinde hissedilir, ancak zamanla dışa doğru yayılabilir. KBAS semptomları şunları içerebilir:

  • Ciltte renk değişikliği
  • Üç ay veya daha uzun süren sürekli ağrı, genellikle “zonklama” veya “yanma” hissi olarak hissedilir
  • Soğuğa veya basınca karşı artan hassasiyet
  • Etkilenen bölgede / bölgelerde şişme
  • Soğuk hissetmekten sıcak veya terli hissetmeye hızlı değişimler
  • Saç veya tırnak büyümesinde bozulma
  • Eklem hareketlerinin veya esnekliğinin azalması
  • Kas spazmları
  • Kas atrofisi (yani kas tonusu ve gücü kaybı)
  • Etkilenen vücut bölgelerinde hareket kabiliyetinin bozulması

Ağrının eşlik edebileceği şişlik ve cildi etkileyen diğer semptomlar (soğuğa karşı artan hassasiyet gibi) genellikle kompleks bölgesel ağrı sendromunun başlangıcında görülür. Bazı araştırmalar, duygusal stresin semptom şiddetinin artmasına neden olabileceğini göstermektedir. Bu durum zamanla onarılamaz hasara yol açabilir. Kas gerginliği veya spazm gibi semptomlar, özellikle cilt pigmentasyonunda azalma ve cilt sıcaklığının azalması, hastalığın ilerlemiş ve muhtemelen geri döndürülemez olduğunu gösterebilir.

KBAS Nedenleri

Kompleks Bölgesel Ağrı Sendromu nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. KBAS bir yaralanma, ameliyat, kalp krizi veya felçten sonra gelişir.

KBAS tip 1 – Refleks Sempatik Distrofi (RSD) olarak da bilinen bu tip, etkilenen uzuvunuzdaki sinirlere doğrudan zarar vermeyen yaralanmadan sonra ortaya çıkar. Kompleks bölgesel ağrı sendromu olan hastaların yaklaşık% 90’ı tip 1’e sahiptir.

KBAS tip 2 –  Kozalji olarak da adlandırılan bu tip, tip 1’dekine benzer semptomlara sahiptir. Ancak tip 2 KBAS, belirgin bir sinir yaralanmasından sonra ortaya çıkar.

KBAS’nun Teşhisi

KBAS teşhisi, fizik muayeneye ve tıbbi geçmişe dayanır. KBAS’ı kesin olarak teşhis edebilecek tek bir test yoktur, ancak aşağıdaki prosedürler önemli ipuçları sağlayabilir:

  • Kemik taraması (sintigrafisi) – Bu prosedür kemiklerde olan değişikliklerin bulunmasına yardımcı olabilir. Damarlardan birine enjekte edilen radyoaktif bir madde, kemiklerinizin özel bir kamera ile görülmesini sağlar.
  • Kemik dansitometresi – Kemiklerinizdeki mineral kaybı, hastalığın sonraki aşamalarında bir röntgende görünebilir.
  • Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) – MRG testi ile yakalanan görüntüler, diğer koşulları ekarte eden doku değişikliklerini gösterebilir.

KBAS Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kompleks bölgesel ağrı sendromunda, yardımcı olabilecek tedaviler vardır:

  • Fizik Tedavi
  • İlaç tedavisi
  • Biofeedback
  • Akupunktur
  • Sempatik bloklar
  • Omurilik uyarımı (DCS) gibi girişimsel tedaviler

İnvazif olamayan tedaviler

Erken başlangıçlı KBAS olan hastalar için fizik tedavi faydalı olabilir. Bu tedavi aşağıdakilerle ilgili sorunları çözebilir:

  • Hareketlilik
  • Kan akışı
  • Kas gücü
  • Kas tonusu
  • Eklem sertliği

Hastalığın erken evrelerinde fizik tedavinin etkili olduğu, hastaların durumlarının daha da kötüye gitmesini azalttığı ve iyileşmeye yardımcı olduğu bilinmektedir.

KBAS için alternatif tedaviler arasında biofeedback eğitimi bulunur. Bu tedavi, elektroensefalografi gibi ölçümleri okumayı ve bunların ağrıya veya cilt sıcaklığı değişiklikleri gibi semptomlara yanıt olarak nasıl değiştiğin hastaya öğretmeyi içerir. Hasta daha sonra semptomların hafifletilmesine katkıda bulunabilecek gevşeme ve başa çıkma tekniklerini uygular.

Endorfin salınımını teşvik etmek için steril paslanmaz çelik iğnelerin vücuttaki belirli noktalara yerleştirildiği akupunkturun da semptomlarının tedavisinde etkili olabildiği düşünülmektedir.

İlaçlarla Tedavi

Ne yazık ki tek bir ilaç, KBAS’nun tüm semptomlarını çözemez. Bununla birlikte, bazıları bir veya iki semptomu çok iyi ele alabilir . Steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ’ler) hafif ila orta derecede ağrı ve iltihabı hafifletebilir. Prednizon ve kortizon gibi oral kortikosteroidler de iltihaplanmayı engeller ve ağrının azalmasına neden olabilir. Antikonvülsanlar (sara ilaçları) ve antidepresanlar gibi diğer bazı ilaçlar, varsa kas gerginliğini ve sertliğini etkili bir şekilde tedavi edebilir. Doktor kemik kaybını önlemek veya durdurmak için ilaçlar önerebilir.

Bazı araştırmalar, güçlü bir anestezik olan intravenöz ketaminin düşük dozlarının ağrıyı önemli ölçüde azaltabileceğini göstermektedir.

Girişimsel algoloji tedavileri

Algoloji uzmanları tarafından uygulanan sempatik sinir blokları ve/veya nörolizi ağrıların hafifletilmesine ve kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Bunun yanında etkilenen bölgedeki damarların genişlemesine ve kan dolaşımının iyileşmesine neden olur.

Omurilik stimülasyonu (DCS), beyne giden ağrı sinyallerini bozan bir cihazın omurga içerisine cerrahi implantasyonunu içerir. İntratekal pompa implantları, hastanın ihtiyacı olduğunda kişisel olarak kullanabileceği bir uzaktan kumandaya yanıt olarak omurilik sinirlerine ağrı kesici ilaçlar verir. Bunlar, ağrısı geleneksel tedaviye yanıt vermeyen hastalar için seçeneklerdir.

Ayna tedavisi

Bu tür bir tedavi için, beyni kandırmaya yardımcı olmak için bir ayna kullanılır. Bir ayna veya ayna kutusunun önünde otururken, sağlıklı uzvu hareket ettirirsiniz, böylece aynadaki yansımayı beyin KBAS’dan etkilenen uzuv olarak algılar. Araştırmalar, KBAS’lu kişilerin etkilenen uzuvlarının fonksiyonlarının iyileştirilmesine ve ağrının azaltılmasına bu tedavinin yardımcı olabileceğini gösteriyor.