Fibromiyalji Ağrısı Düşük Doz Naltrekson ile Önlenebilir mi?

Fibromiyalji - Naltrekson - Naltrexone - Fibromyalgia

Fibromiyalji Ağrısı Düşük Doz Naltrekson ile Önlenebilir mi?

Yakın zamanda yayınlanan veriler, kadınlarda fibromiyaljiye bağlı ağrıyı tedavi etmek için düşük doz naltreksonun yaygın olarak reçete edilmesine rağmen, ilacın herhangi bir analjezik etkiye sahip olduğuna dair kanıt bulunmadığını göstermektedir.

Fibromiyalji - Naltrekson - Naltrexone - Fibromyalgia

Randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışma Danimarka’daki Odense Üniversite Hastanesi Ağrı Merkezi’nde 18 ila 64 yaş arası (ortalama yaş 56) kadınlarda gerçekleştirilmiştir (Lancet Rheumatol 2023;6[1]:e31-e39). Araştırmacılar, 6 Ocak 2021 ile 27 Aralık 2022 tarihleri arasında toplam 158 katılımcıyı uygunluk açısından değerlendirmiştir. Değerlendirmenin ardından, fibromiyalji tanısı konan ve son yedi gün içinde 0’dan 10’a kadar sayısal derecelendirme ölçeğinde kendi bildirdiği ortalama ağrı puanı en az 4 olan 99 kadın, rastgele 1:1 oranında 6 mg naltrekson veya aynı görünen bir plasebo almak üzere belirlenmiştir.

Araştırmacılar, başlangıçtan 12. haftaya kadar 11 puanlık bir ağrı şiddeti sayısal derecelendirme ölçeğinde, ağrı şiddetindeki ortalama değişimin naltrekson grubunda 1.3 puan (%95 GA, 1.7 ila 0.8) ve plasebo grubunda 0.9 (%95 GA, 1.4 ila 0.5) olduğunu bulmuşlardır. Analiz, gruplar arasındaki 0.34’lük farkın istatistiksel olarak anlamsız olduğunu göstermiştir (P=0.27). Yan etkiler naltrekson grubundaki 49 hastadan dördünün ve plasebo grubundaki 50 hastadan üçünün tedaviyi bırakmasına yol açmıştır. Ancak, naltrekson grubundaki %84’e kıyasla plasebo grubundaki hastaların daha yüksek bir yüzdesi (%86) yan etki yaşamıştır. Plasebo grubunda bir ciddi olumsuz etki meydana gelmiş ancak ölüm bildirilmemiştir.

Çalışmanın sonuçları hasta çeşitliliğinin olmaması nedeniyle sınırlı kalmıştır. Tedavi edilen hastaların neredeyse tamamı beyaz tenliydi (%99), bir hasta ise Arktik-Asya etnik kökenine sahipti.

Araştırmacılar, “Bu çalışma, düşük doz naltrekson ile tedavinin ağrıyı hafifletmede plasebodan üstün olduğunu göstermemiştir” sonucuna varmıştır.

KAYNAK:  www.painmedicinenews.com 

 

Epidural Port ve Morfin Pompası İmplantasyonu

Epidural port

Epidural Port ve Morfin Pompası İmplantasyonu

Ağrı kliniğimizde, geçmeyen ağrılarla uğraşan bireylerin karşılaştığı benzersiz zorlukların farkındayız. Bazı durumlarında geleneksel tedavilere dirençli olduğu görülen kronik ağrılarla mücadele eden bireyler için epidural port ve morfin pompası implantasyonu seçeneği, hastalarımızın yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilecek yenilikçi bir çözüm sunmaktadır.

Epidural port implantasyonu nedir?

Epidural port implantasyonu, ilaçları doğrudan omuriliği çevreleyen epidural boşluğa iletmek için tasarlanmış özel bir işlemdir. Bu hedefe yönelik ağrı tedavisi için epidural alana ince bir kateter yerleştirilir ve deneme süreci başlar. Deneme sürecinde ağrı başarılı bir şekilde kontrol altına alınırsa, kalıcı işlem için tekrar steril ortamda epidural kateter takılır ve cilt altından geçirilerek küçük porta konnekte edilir. Port cilt altına yerletirilir ve yara yeri dikişle kapatılır. Daha sonra ağrı kesici ilaçların sürekli olarak uygulanmasına olanak tanıyarak özellikle kanser ağrısı gibi durumlar için uzun süreli rahatlama sağlar.

Epidural port

İntratekal morfin pompası implantasyonu

İntratekal morfin pompası implantasyonu, titizlikle kontrol edilen miktarda morfini doğrudan omuriliği çevreleyen intratekal boşluğa ileten küçük bir pompanın karın bölgesine yerleştirilmesini içerir. Bu yöntem özellikle diğer tedavilere yanıt vermeyen şiddetli, kronik ağrıların yönetiminde etkilidir.

Daha detaylı bilgi almak için lütfen aşağıdaki bağlantıya tıklayın:

Epidural port ve morfin pompası implantasyonu, inatçı ve yıpratıcı ağrılarla karşı karşıya kalan bireyler için çığır açan çözümleri temsil etmektedir. Ağrı kliniğimizde ağrı uzmanımız Dr. Tural Bayramov, yaşamınızın kontrolünü yeniden kazanmanıza ve uzun süreli ağrılarınızdan kurtulmanıza yardımcı olmak için modern, sofistike ve kanıta dayalı tedavileri güvenli bir şekilde uygulamaktadır.

Epidural ve İntratekal Enjeksiyonlar ve Kateter Takılması

bel, sırt ve boyun ağrılarının girişimsel tedavisi

Epidural ve İntratekal Enjeksiyonlar ve Kateter Takılması

Ağrı kliniğimizde, kişiye özel rahatlama sağlamak için gelişmiş müdahalelere ihtiyaç duyulduğunun farkındayız. Sunduğumuz inovatif yöntemler arasında epidural ve intratekal enjeksiyonlar ile kateter yerleştirme yer almaktadır; bu yaklaşım ilaçları omurga bölgesine ileterek ağrıyı kaynağında gidermekte ve yaşam kalitesini artırmaktadır.

bel, sırt ve boyun ağrılarının girişimsel tedavisi

Epidural ve intratekal enjeksiyonlar nedir?

Epidural ve intratekal enjeksiyonlar, ilaçların doğrudan omuriliği çevreleyen epidural veya intratekal boşluğa (beyin omuriliği sıvısına) uygulanmasını içerir. Bu yöntemlerle etkili bir ağrı yönetimi sağlanırken vücuttaki yan etkiler de en aza indirilir. Bu işlemler özellikle omur kanalı darlığı, bel fıtığı veya geleneksel tedavilere yanıt vermeyen diğer kronik ağrı durumları olan hastalar için uygun olabilir.

Bel fıtığı tedavisinde uygulanan epidural enjeksiyon hakkında kapsamlı bilgi almak için lütfen aşağıdaki bağlantıya tıklşayın:

Epidural ve intratekal kateter takılması

Epidural ve intratekal enjeksiyonlarla birlikte kateter yerleştirilmesi, kesintisiz ağrı rahatlaması sağlamada önemli bir rol oynar. Kateter, epidural veya intratekal boşluğa dikkatlice yerleştirildikten sonra, ilacın uzun bir süre boyunca sürekli olarak verilmesine olanak tanıyarak kronik ağrıyı yönetmek için daha uzun süreli ve istikrarlı bir çözüm sunar. Ağrı uzmanları tarafından çoğunlukla epidural kateter takılması önerilir. İntratekal kateterler çok nadir ve özellikli vakalarda düşünülmektedir.

Epidural ve intratekal enjeksiyonların ve kateterlerin avantajları

Hedefe yönelik tedavi: İlaçlar doğrudan spinal bölgeye verilerek belirgin bir rahatlama sağlanır.

Düşük sistemik yan etkiler: Bu işlemler, alınan ilaçlarla ilişkili görülen sistemik yan etki riskini en aza indirir.

Kesintisiz rahatlama: Kateter yerleştirilmesi, sürekli ve kontrollü bir ilaç enjeksiyonu yapılmasına izin vererek kesintisiz ağrı yönetimi sağlamaktadır.

 

Medial Dal Sinir Radyofrekans Ablasyonu (Faset Denervasyonu)

Medial dal sinir radyofrekans ablasyonu - Faset denervasyonu

Medial Dal Sinir Radyofrekans Ablasyonu (Faset Denervasyonu): Bel ve Boyun Ağrılarının Etkili Tedavisi

Kronik sırt ve boyun ağrısı, günlük hayatınızı ve genel sağlığınızı etkileyerek sizi yıpratabilir. Çeşitli tedavileri denediniz ancak başarılı olamadıysanız, medial dal sinir radyofrekans ablasyonu (medial dal RF termokoagülasyonu veya faset eklem denervasyonu olarak da bilinmekte) aradığınız çözüm olabilir. Bu makalede, bu işlemin neler içerdiğini, kimler için uygun olduğunu ve işlem sırasında ve sonrasında neler bekleyebileceğinizi inceleyeceğiz.

Medial dal sinir radyofrekans ablasyonu nedir?

Omurga omurlardan oluşur ve bu omurlar arasında stabilite sağlayan ve çeşitli omurga hareketlerine izin veren faset eklemler bulunur. Bu faset eklemler, zedelendiğinde veya iltihaplandığında ağrı sinyallerinin iletilmesinden sorumlu olan sinir uçları bakımından zengindir. Medial dal sinirleri, faset eklemlerini innerve eden ve ağrı habercisi olarak görev yapan küçük sinir dallarıdır.

Medial dal sinir radyofrekans ablasyonu - Faset denervasyonu

Radyofrekans ablasyonu, ağrıdan sorumlu siniri duyarsızlaştırmak ve kalıcı olarak ağrı sinyalleri gönderemez hale getirmek için radyofrekans dalgalarını kullanan bir prosedürdür. Medial dal sinir radyofrekans (RF) ablasyonu, öncelikle omurgadaki faset eklemlerle ilgili sorunların neden olduğu boyun, sırt ve belde oluşan kronik ağrıyı hafifletmeyi amaçlayan minimal invaziv bir girişimsel tıbbi işlemdir. Bu prosedür özellikle faset eklemlerden beyne ağrı sinyallerinin iletilmesinde önemli bir rol oynayan medial dal sinirlerini hedef alır.

Medial dal sinir RF ablasyonu için endikasyonlar

Medial dal sinir RF ablasyonu, tipik olarak faset eklem rahatsızlıkları ile ilişkili kronik boyun,sırt veya bel ağrısı olan kişiler için önerilir. Bu prosedürden fayda görebilecek başlıca durumlar şunlardır:

Faset eklem osteoartriti: Omurgadaki eklemler iltihaplandığında veya dejenere olduğunda, belde, sırtta ve boyunda şiddetli ağrıya neden olabilirler.

Spondiloz: Bu, omurganın disklerini ve faset eklemlerini etkileyen, ağrı ve sertliğe neden olan dejeneratif bir durumdur.

Whiplash yaralanmaları: Bazı durumlarda, iyileşmemiş whiplash yaralanmaları olan hastalarda, kronik boyun ağrısı gelişebilir ve bu durum bu prosedürle tedavi edilebilir.

Kontrendikasyonlar

Medial dal sinir RF ablasyonu birçok hasta için etkili olsa da herkes için uygun olmayabilir. Kontrendikasyonlar şunları içermektedir:

Hamilelik: Doğmamış çocuğa ilişkin potansiyel riskler nedeniyle hamile kadınlar için önerilmez.

Tedavi bölgesinde enfeksiyon: Prosedür bölgesinde enfeksiyon varsa, bu prosedürü uygulamadan önce tedavi edilmesi önemlidir.

Alerjik reaksiyonlar: Bazı kişilerin prosedürde kullanılan gereçlere karşı alerjisi olabilir.

Kanama bozuklukları: Kanama bozukluğu olan veya kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan ilaçlar alan hastalar medial dal RF termokoagülasyonu için uygun adaylar olmayabilir.

Medial dal sinir RF ablasyon prosedürü aşamaları

Medial dal sinir blokları (tanısal aşama)

Medial dal sinir radyofrekans termokoagülasyonu uygulanmadan önce, hastalar genellikle ağrılarının kaynağını doğrulamak için bir tanı aşamasından geçerler. Bu aşama genellikle aşağıdaki adımlardan oluşur:

İlk değerlendirme: Sağlık uzmanınız tıbbi geçmişinizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirecek, fizik muayene yapacak ve önceki görüntüleme tetkiklerini gözden geçirecektir.

Görüntüleme tetkikleri: Ağrı kaynağının, özellikle de omurgadaki faset eklemlerinin tam yerini belirlemeye yardımcı olmak için röntgen, MRG veya BT taramaları istenebilir.

Medial dal sinir bloğu: Ağrının medial dal sinirlerinden geldiğini doğrulamak için medial dal sinir bloğu kullanılır.

Tanısal medial dal sinir bloklarından sonra, ağrının hafifleme derecesini değerlendirmek için kısa bir süre takip edileceksiniz. Tanısal bloklar önemli ölçüde rahatlama sağlarsa (%50’den fazla), bir sonraki aşama olan medial dal radyofrekans denervasyonu için uygun bir aday olarak kabul edilebilirsiniz.

Medial dal sinir RF ablasyon prosedürü

Prosedür öncesi hazırlık

Prosedür için aday olduğunuz belirlendikten sonra doktorunuz size işlem öncesi talimatlar verecektir. Bu talimatlar genellikle işlemden önce aç kalmanız, bazı ilaçları (kan sulandırıcı ilaçlar gibi) bırakmanız ve tıbbi kuruluşa gidiş gelişinizi ayarlamanızla ilgili talimatları içerecektir.

İşlemden önce periferik damaryolu takılacak ve işlem odasına girdiğinizde nabız sayımı, kandaki oksijen seviyesi ve arteriyel kan basıncı gibi hayati bulgular izlenecektir.

Pozisyon verme

Prosedür başlamadan önce, hedef bölgeye erişime izin vermek için prosedür masasına yatırılacaksınız. Sağlık uzmanınız prosedür için rahat olmanızı ve yüzüstü pozisyonda uygun şekilde konumlandırılmanızı sağlayacaktır. Spesifik pozisyon, tedavi edilen medial dal sinirinin lomber (bel) veya servikal (boyun) bölgede olmasına bağlı olarak değişebilir.

Anestezi ve sedasyon

Uygun pozisyon verildikten sonra, tedavi uygulanacak bölgeyi uyuşturmak için lokal anestezi yapılır. Bu lokal anestezi, işlem sırasında herhangi bir ağrı veya rahatsızlığı en aza indirmeye yardımcı olur. Bazı durumlarda, rahatlamanıza ve kendinizi daha rahat hissetmenize yardımcı olmak için sakinleştirici ilaçlar da kullanılabilir.

İğne yerleştirme

Anestezi ve sedasyon sonrasında, floroskopi eşliğinde küçük, özel bir RF iğnesi dikkatlice medial dal sinirine yönlendirilir. Amaç, iğneyi önemli yapılardan kaçınarak sinire yakın bir yere yerleştirmektir. İğne floroskopik olarak doğru yere yerleştirildikten sonra motor ve duyusal uyarılar verilir. Medial dal sinirine en yakın pozisyonda olmak için küçük ayarlamalar yapılabilir.

Medial dal sinir radyofrekans ablasyonu işlem odasında

Radyofrekans ablasyon (denervasyon veya termokoagülasyon)

İğne doğru pozisyona yerleştirildikten sonra radyofrekans (RF) ablasyon prosedürü başlar. RF cihazı, iğnenin ucunu ısıtan yüksek frekanslı elektrik akımları üretir. Bu ısı tam olarak sinire iletilir, koagüle olmasına veya temelde ‘yanmasına’ neden olur ve ağrı sinyallerini iletme yeteneğini bozar. Kullanılan sıcaklık, çevre dokulara aşırı zarar vermekten kaçınmak için dikkatlice kontrol edilir.

İşlem sonrası takip

RF termokoagülasyon prosedüründen sonra, işlem sonrası durumunuzu takip etmek için kısa bir süre gözlem altında tutulacaksınız. Bu, herhangi bir komplikasyon olmadığından ve yaşamsal belirtilerinizin stabil olduğundan emin olmak içindir. Hastaların bu süre zarfında tedavi bölgesinde hafif rahatsızlık veya ağrı hissetmeleri yaygındır.

Genellikle sedasyon veya anestezinin etkilerinin geçtiği bir derlenme odasında kısa bir süre geçireceksiniz. Sağlık uzmanınız size dinlenme, reçetesiz ağrı kesici ve herhangi bir aktivite kısıtlaması için öneriler içerebilecek ameliyat sonrası bakım talimatları verecektir. Sorunsuz bir iyileşme sağlamak için bu talimatlara uymanız önemlidir.

Medial dal sinir RF ablasyonunun potansiyel komplikasyonları

Medial dal sinir RF ablasyonu ile ilişkili komplikasyonlar nadirdir, ancak görülebilirler. Aşağıda, bu prosedürle ortaya çıkabilecek potansiyel komplikasyonlardan bazıları verilmiştir:

Enfeksiyon: Enfeksiyon, medial dal sinir ablasyonu da dahil olmak üzere tüm invaziv prosedürler için ortak bir risktir.

Kanama: Kanama nadir görülen bir komplikasyondur, ancak altta yatan kanama bozuklukları olan hastalarda daha yaygındır.

Alerjik reaksiyon: Potansiyel bir alerji genellikle röntgen görüntüleme için kullanılan kontrast maddeye ve nadiren de lokal anesteziye karşıdır.

Ağrı semptomlarının şiddetlenmesi: Nadir durumlarda, hastalar işlemden sonra ağrı semptomlarında artış yaşayabilir.

Enjeksiyon bölgesinde rahatsızlık: Hastalar enjeksiyon bölgesinde bir miktar rahatsızlık veya ağrı hissedebilir, ancak bu genellikle birkaç gün içinde düzelir.

Sinir veya omurilik hasarı veya felç: Çok nadir olmakla birlikte, iğneden kaynaklanan doğrudan travma sonucu veya ikincil olarak enfeksiyon, kanama nedeniyle kompresyon veya artere enjeksiyon nedeniyle tıkanma sonucu hasar meydana gelebilir.

Takip ve ağrının dindirilmesinin değerlendirilmesi

İşlemi takip eden günler ve haftalarda doktorunuzla bir takip randevunuz olacaktır. Bu ziyaret sırasında ağrınız değerlendirilecek ve gerekli ayarlamalar veya ek tedaviler tartışılabilecektir.

Her bir prosedürün spesifik detaylarının sağlık kuruluşuna, sağlık kuruluşunun uygulamalarına ve bireysel hasta ihtiyaçlarına bağlı olarak değişebileceğini unutmayın. Medial dal RF ablasyonu ile ilgili kişiselleştirilmiş bilgi ve rehberlik için her zaman doktorunuza danışın.

Pulsed Radyofrekans Yöntemiyle Bel ve Boyun Fıtığı Tedavisi

DRG Pulsed Radyofrekans Tedavisi

Boyun ve Bel Fıtığı Tedavisinde Pulsed Radyofrekans Yöntemi

Omurga kaynaklı boyun, sırt ve bel ağrıları, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen yıpratıcı bir durumdur. Bu ağrıların yaygın nedenlerinden biri, omurlarımız arasındaki yumuşak yastık benzeri disklerin hasar görmesi veya fıtıklaşmasıdır. Bu durum sinir kökünün sıkışmasına ve ağrıya yol açar. Halk arasında fıtık olarak bilinen bu durum tıbbi literatürde “intervertebral disk hernisi” olarak isimlendirilir. Geleneksel tedaviler genellikle ilaç, fizik tedavi veya ameliyatı içerir. Ancak, Pulsed Radyofrekans tedavisi olarak bilinen yenilikçi ve minik girişimsel bir yöntem, bu ağrıların tedavisindeki etkinliği nedeniyle son yıllarda popülerlik kazanmıştır.

Arka Kök Ganglionu Pulsed Rayfrekans (DRG Pulsed RF) tedavisi nedir?

Arka kök ganglionu (DRG – Dorsal Root Ganglion), omurilikte ağrı sinyallerinin iletilmesinden sorumlu bir duyusal sinir hücreleri kümesidir. Arka Kök Pulsed Radyofrekans tedavisi, ciltten bir radyofreakns iğnesinin sokulmasını ve görüntüleme teknikleri (floroskopi) kullanılarak arka kök ganglionuna yönlendirilmesini içerir. İğne yerine yerleştirildikten sonra, radyofrekans cihazı yardımıyla, ağrı sinyallerini engellemek için hedefe yönelik radyo dalgaları kullanılır.

DRG Pulsed Radyofrekans Tedavisi

Arka Kök Ganglionu (DRG) Pulsed Radyofrekans tedavisi hangi durumlarda önerilir?

  • Hasta, günlük yaşamını ve yaşam kalitesini etkileyen intervertebral disk hernisi (fıtık) nedeniyle kronik ağrı yaşamaktadır ve ilaçlar ve fizik tedavi gibi geleneksel tedaviler ağrı düzeyinde yeterli rahatlama sağlamamıştır.
  • Cerrahi ameliyat hasta için uygun bir seçenek değildir.

Pulsed Radyofrekans işlemi nasıl uygulanır?

İşlem öncesi değerlendirme

İşlemden önce algoloji uzmanı ayrıntılı bir muayene yapacaktır. Bu muayene, hastanın tıbbi geçmişinin gözden geçirilmesini, ağrı semptomlarının değerlendirilmesini ve MR veya BT taramaları gibi herhangi bir tanısal görüntülemenin dikkatli bir şekilde incelenmesini içerir. Görüntüleme çalışmaları algoloji uzmanının fıtıklaşmış diskin ve etkilenen arka kök gangliyonunun (DRG) tam yerini ve şiddetini belirlemesine yardımcı olur. Bu değerlendirmeye dayanarak doktor, hastanın özel durumu için en etkili tedaviyi planlar.

İşlem öncesi hasta hazırlığı

İşlem günü hastaya günübirlik yatış yapılır ve bir hastane önlüğü giymesi istenir. Sıvılar ve gerekli ilaçlar için hastaya damar yolu (IV) açılır. İşlem odasına alındıktan sonra işlem masasına yüzüstü (pron) pozisyonda yatması  istenecektir. Kanda oksijen değeri, kan basıncı ve kalp atış hızı gibi hayati belirtileri işlem boyunca takip edilecektir.

Anestezi

İşlem sırasında hastanın rahatını sağlamak ve endişesini en aza indirmek için sakinleştirici ilaçlar damar yolundan verilebilir. RF iğnesinin yerleştirileceği alanın etrafındaki cildi ve dokuları uyuşturmak için lokal anestezi algoloji uzmanı tarafından uygulanacaktır. İşlem sırasında uyarılar verileceği ve hastadan geribildirim alınması gerektiği için hastanın tamamen uyutulması tercih edilmez.

RF iğnesinin yerleştirilmesi

Algoloji uzmanı, gerçek zamanlı bir X-ışını yönlendirme sistemi olan floroskopi kullanarak, radyofrekans iğnesini,fıtığın etkilediği arka (dorsal) kök ganglionunun yakınındaki doğru yere dikkatlice yönlendirecektir. Floroskopi, omurga ve diğer kemik yapıların ayrıntılı görüntülenmesine olanak tanıyarak iğnenin düzgün bir şekilde yerleştirilmesini sağlar.

Duyusal ve motor stimülasyon

RF iğnesi yerine yerleştirildikten sonra, iğnenin dorsal kök ganglionuna yakınlığını doğrulamak için duyusal ve motor stimülasyon yapılır. Bunun için RF iğnesi radyofrekans cihazına bağlanır ve küçük elektriksel uyarılar verilir. Bu aşamada hastadan uyarılarla ilgili geribildirim alınır. Duyusal stimülasyon (uyarı) karıncalanma veya basınç hissi gibi duyumlar üreterek ağrı sinyali veren sinirlere yakınlığı doğrular. Motor stimülasyon, iğnenin doğru yerleştirildiğini gösteren bir kas seğirmesine neden olabilir.

Radyofrekans uygulaması

İğnenin doğru şekilde konumlandırılmasından sonraki adım, pulsed radyofrekans uygulaması yoluyla üretilen enerjinin arka kök ganglionuna verilmesini içerir. Bu enerji özel bir makine (radyofrekans makinesi) tarafından üretilir ve iğne aracılığıyla hedeflenen dorsal (arka) kök ganglionuna atımlarla iletilir. İğne ucunda oluşan ısı 420C olarak ayarlanır ve bu da sinirlerin hasar görmesini engeller. Hasarlı (fıtıklaşmış) intervertebral diskin sebep olduğu ağrı sinyallerini iletilmesini bozarak ağrı kaynağı ile beyin arasındaki iletişimi etkili bir şekilde kesintiye uğratır ve bir süre sonra rahatlama sağlar.

Pulsed radyofrekans tedavisi - DRG Pulsed RF

İşlem sonrası takip

İşlem tamamlandıktan sonra, akut bir komplikasyon veya yan etki olmadığından emin olmak için kısa bir süre boyunca gözlem alanında veya servis odasında hasta izlenecektir. Bu süreçte de hastanın kanda oksijen değerleri, kan basıncı ve kalp atım hızı takip edilecektir. Sedasyon (anestezi) aldıysa hastanın tam uyanması arzu edilir. Hastadan uzuvlarının hareket ettirmesi ve tedavi edilen bölgedeki ağrının hafiflediğini doğrulamak için geri bildirimde bulunması istenebilir.

Taburculuk ve iyileşme

Sağlık ekibi hastanın durumundan memnun kaldığında, işlem sonrası doktorun önerileriyle hasta taburcu edilecektir. Bu öneriler genel olarak normal yaşam faaliyetlerine devam etme, enjeksiyon bölgesindeki geçici rahatsızlıkları gidermeye yönelik tavsiyeleri, ağrı kesici ilaç kullanımını ve kontrol muayene randevularının planlamasını içerir.

Potansiyel komplikasyonlar

Dorsal kök ganglion pulsed radyofrekans tedavisi genellikle güvenli olmakla birlikte, nadir de olsa bazı potansiyel komplikasyonları mevcuttur:

  • Enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon
  • Kanama veya morarma
  • Enjeksiyon bölgesinde geçici rahatsızlık veya ağrı
  • Sinir hasarı (algoloji uzmanları (bu alanda en kapsamlı eğitime sahipler) tarafından yapıldığında son derece nadirdir)

Pulsed Radyofrekans tedavisi hangi durumlarda önerilmez

Herkes DRG Pulsed RF tedavisi için uygun bir aday değildir. Aşağıdaki durumlarda uygulanması önerilmeyebilir:

  • Enjeksiyon bölgesinde veya vücudun başka bir yerinde aktif bir enfeksiyon varsa
  • Hastanın kanama bozukluğu varsa veya kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsa
  • Lokal anesteziklere veya prosedürde kullanılan diğer bileşenlere karşı alerjisi varsa
  • Hamilelik veya hamilelik şüphesi
  • Hastanın bilgilendirilmiş onam alınmasına ve işlem sırasında kooperasyonu engelleyebilecek ciddi psikolojik veya bilişsel bozukluklarının olması

Sonuç olarak, arka kök ganglion pulsed radyofreakns tedavisi, geleneksel tedavilerin başarısız olduğu intervertebral disk hernisine bağlı ağrılar için yeni ve etkili bir tedavi seçeneğidir. Genel olarak güvenli olsa da, bu işlemin her hastanın özel durumu için uygun olup olmadığını belirlemek için mutlaka kalifiye bir ağrı (algoloji) uzmanına danışması çok önemlidir.

Geçmeyen Bel Ağrısı Nedenleri ve İyi Gelen Tedaviler

Geçmeyen Bel Ağrısı

Geçmeyen Bel Ağrısı Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir? Bel Ağrısı için Hangi Tedaviler İyi Gelir?

Geçmeyen bel ağrısı nedenleri nelerdir?

Geçmeyen bel ağrısı omurgayı oluşturan kemikler, kaslar, diskler, sinirler ve eklemler gibi farklı anatomik yapıların herhangi birisinin zedelenmesinden kaynaklanabilir. Bilindiği üzere bel ağrılarının büyük çoğunluğunun nedeni mekanik zorlanmaya bağlı durumlardır. Bunlar arasında en sık görülenleri kas zorlanması, bel fıtığı ve kireçlenmedir. Mekanik zorlanmanın olduğu durumlarda seyir iyidir. Ağrılı atakların büyük bir kısmı kısa sürede iyileşir. Geçmeyen bel ağrısı çok nadiren iltihaplı hastalıklar, infeksiyonlar ve kemik hastalıklarına ve diğer organlardan yansıyan ağrılara da bağlı olabilir.

Geçmeyen Bel Ağrısı

Geçmeyen bel ağrısı ve sırt ağrısı nedenleri, teşhisi ve tedavisi çoğu zaman benzer olduğu için bu yazımızda değindiğimiz bel ağrısına ait bilgilerin sırt ağrısı için de geçerliliği vardır. Bu nedenle sırt ağrısı olan okurlarımız da bu yazıdan faydalana bileceklerini düşünüyoruz. Kısa bir ek bilgi hatırlatması sonrası devam edelim:

Daha detaylı bilgi için bel ağrılarının nedenlerinden tek tek bahsetmek isterim:

Mekanik bel ağrılarının nedenleri nelerdir?

Mekanik bel ağrısına en sık neden olan hastalıklar şunlardır:

  • Kas ve bağların zorlanması
  • Bel fıtığı (Disk kayması)
  • Kireçlenme (Spondiloz)
  • Omur kayması (Spondilolistesis)
  • Omurilik kanalının daralması (Spinal Stenoz)
  • Omurga Eğrilmesi  (Skolyoz)
Kas ve bağların zorlanması

Bel ağrısının en yaygın nedeni kas ve bağların aşırı gerilmesidir. Gerilmeye bağlı zorlanma dizleri bükmeden öne eğilme, ağırlık kaldırma, ağırlık taşıma, dönme gibi uygun olmayan pozisyonlarda oluşmuşsa daha da önemlidir. Kas zorlanmasında ağrı genellikle bel bölgesinde olur ve bel hareketlerinin kısıtlandığını görürüz.

Bel fıtığı veya disk kayması

Bel fıtığı veya disk kayması ani tek bir hareketten ziyade tekrarlamalı hareketlerin etkisiyle oluşur. Öne eğilme, dönme ve ağır kaldırma gibi hareketlerin tekrar tekrar yapılmasıyla, diskler zorlanır ve yıpranır.

Diskin ortasındaki çekirdek, etrafındaki koruyucu yapıdaki yarıklara ve çatlaklıklara doğru sızar ve disk bombeleşir. Bu durum bel fıtığı başlangıcı olarak değerlendirilir. Daha ileri aşamada ise bombeleşen kısım fıtıklaşır ve bel fıtığı gelişir.

Fıtıklaşan kısım yeterince büyükse, diskin yanındaki bacağa giden siniri sıkıştırabilir. Bu durumda bel ağrısı yanında bacağa yayılan ağrı, karıncalanma, uyuşma ve güçsüzlük gibi yakınmalar olabilir.

Kireçlenme (Spondiloz)

Dejeneratif osteoartrit veya spondiloz olarak adlandırılan kireçlenme, kemik, eklem ve disklerin yaşlanmasıyla birlikte, yıpranması ile ortaya çıkan ve çok yaygın görülen bir hastalıktır. Gerçekte bu değişiklikler yaklaşık 25 yaşlarında başlar, orta yaşa gelindiğinde ise çoğumuzda vardır.

Alt bel bölgesi tüm vücut ağırlığını taşıdığı için ve eğilme ve dönme hareketleri çok fazla yapıldığı için en sık bu bölgede görülür. Yaşlanma süreciyle birlikte disk yükseklikleri azalır, omur araları ve eklem aralıkları daralır. Omurilik kanalı daralabilir, sinirler baskı altmda kalabilir. Belde ağrı ve tutukluk olur, hareketler kısıtlanır. Ağrı bacağa da yayılabilir.

Kireçlenme, hiç yakınması olmayanlarda da belirli yaştan sonra sıklıkla görülebilir. Bunun için kireçlenmeyi ağrının tek nedeni olarak değerlendirmek güçtür.

Faset eklemlerde dejenerasyon (kireçlenme)

Faset eklemler omur kemikleri arasında olan önemli eklemlerdir. Bu eklemlerde genişleme bazen omurilik sinirlerini omurilik kanalında çıktığı noktalarda sıkıştırabilir. Bu da ağrıya sebep olur. Sinir sıkışması olmasa bile belin arkaya bükülmesi sırasında veya belin sağa sola eğilmesi sırasında, ve gece yatakta dönerken daha da artan bel ağrısı yapar. Bacakta dizlerin altına genellikle yayılmayan şiddetli bel ağrısı olarak gözlemleriz.

Omur Kayması (Spondilolistesis)

Bir omur kemiğinin diğeri üzerinde öne ve arkaya doğru yer değiştirmesidir. Çocukluk çağında görülen en sık bel ağrısı nedenidir. Doğuştan olabileceği gibi kireçlenme, travma gibi nedenlere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Sinir veya bağlarda gerilmeyle bel ve bacakta ağrı hissedilebilir.

Omurilik Kanalının Daralması (Spinal Stenoz)

Genellikle kireçlenme sonucunda omurilik kanalı daralır. Bel ağrısı ve bacaklara giden sinirlerin etkilenmesiyle bacakta ağrı, uyuşma ve karıncalanma da olabilir. Ağrı, ayakta kalma, yürüme ve özellikle yokuş aşağı yürüme ve arkaya eğilme ile artar, öne eğilme ile azalır.

Omurga Eğrilmesi  (Skolyoz)

Normal omurgaya yandan bakıldığında doğal kavisler gözlenir. Arkadan ve önden bakıldığında ise omurga düzgün olmalıdır. Omurganın normal kavislerinin bozulması ve düzgünlüğünün kaybolması skolyoz olarak tanımlanır.

Çocukluk ve gelişme çağında görülen skolyoz, ağrılı olmadığından genellikle gözden kaçar. Yaş ilerledikçe skolyoz bel ve sırt ağrılarına neden olabilir.

Geçmeyen bel ağrısının mekanik sebeplere bağlı olmayan bazı diğer nedenleri

Bel ağrısı olan hastanın ağrılarını tedavi etmesi için nasıl bir yol izlemesi gerektiği ve bel ağrısı teşhisinin nasıl yapıldığı ile ilgili detaylı bilgi almak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın:   Boyun, sırt ve bel ağrısı neden olur? Bu ağrılara hangi bölüm bakar ve teşhisi nasıl yapılır?

Geçmeyen bel ağrısı durumlarında hangi belirtlilere yaygın olarak rastlanır? 

Bel ağrısı olan hastalarda belirtiler aniden veya yavaş yavaş ortaya çıkabilir. Bazen hasta bir nesneyi kaldırmak için eğildiğinde ağrı başlar, bazı durumlardaysa hasta ağrının ne zaman ve nasıl başladığını tarif edemez. Hastalar hatta bazen ağrısının bir hareket sırasında belinde oluşan ses (“kırt” diye bir ses) sonrası ağrısının başladığını anlatırlar.

Ağrı bıçak batması, yanma, acı şeklinde olabilir, bazen kalça ve bacak arkasına (siyatik) yayılabilir, elektrik çarpması ayakta uyuşma şeklinde ağrı tarif edilir.

Bel ağrısı sırasında hastalarda yaygın olarak gördüğümüz birkaç yaygın semptomalara seğinmek isterim:

Belde tutukluk  

Hastalar belini hareket ettirmek veya düzeltmek istediklerinde tutukluk oluştuğunu ve zorlandıklarını ifade ederler. Oturdukları yerden kalkmaları biraz zaman alır ve bel kaslarının gevşemesi için biraz yürümeleri gerektiğini ifade ederler.

Postür (duruş) sorunları

Bel ve sırt ağrısı olan çoğu kişi dik durmakta zorlanır ve öne veya yana doğru eğilirler. Normal postüre sahip kişilerin omurgasının bel kısmında öne doğru bir eğrilik mevcut. Bel ve sırt ağrısı olanlarda bu eğrilik düzleşmiş olur.

Kas spazmları

Özellikle bel kaslarının gerilme sonrasında zedelenmesine bağlı bel kasları kontrolsüz bir şekilde kasılabilir ve spazma uğrar. Kas spzmaları ayakta durmayı, yürümeyi, hareket etmeyi zorlaştırır ve bazı durumlarda imkansız hale getirir.

Bacağa yayılan ağrılar

Bel fıtığı, faset eklemlerinde genişlemesi gibi herhangi bir sebepten omuriliğinden köken alan ve bacaklara giden sinirlerin sıkışmasına neden olan durumlarda bel ağrısına bacağa yayılan (siyatik ağrısı) ağrı da hastaların ikayetleri arasına olmaktadır. Hastalar yürümekte zorlanır ve belli mesafe yürüdükten sonra mutlaka istirahat etme gerekliliği duyarlar.

Bel ağrısı için hangi tedaviler iyi gelir? Geçmeyen bel ağrısı nasıl tedavi edilir?

Bel ağrısı için önerilen tedavinin amacı ağrıyı azaltmak, aktif yaşama ve işe dönüşü sağlamaktır. Yaşam kalitesinin yükselmesi, hastanın psikoloji ve sosyel yaşamının iyiye doğru değişmesi biz doktorlar için tedavinin amacına ulaştığını göstermektedir.

Bel ağrısının tedavisinde çok fazla tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Yazımızda bunlardan bazılarına parmak basacağız:

Bel ağrısı ve istirahat

Yeni başlayan bel ağrısı varsa birkaç gün süreyle belin ve dizlerin altına konulan yastıkla uygun destek sağlanarak yatak istirahati önerilir. Uzun süreli istirahat kasları, kemikleri ve kondisyonu zayıflatır. Bu da iyileşmeyi geciktirdiği için kaçınılmalıdır ve mümkün olduğunca erken normal yaşama dönmeye çalışılmalıdır. (yan sütuna bel ağrı ve istiraha yazısını yerleştir)

Fizik Tedavi ve Egzersiz 

Sıcak veya soğuk uygulamalar, çeşitli elektrik akımları, traksiyon (çekme), masaj ve elle tedavi (manipülasyon) ve egzersiz gibi çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bunlar ağrı ve gerginliği azaltmada etkili olabilir.

Bel ağrısı tedaviside ilaçlar

Ağrı kesici, iltihap giderici ve kas gevşetici ilaçlar doktor önerisiyle alınabilir. Ağrı uzun sürdüğünde depresyon gibi psikolojik sorunlar gelişmişse bunlar için gerekli tedaviler doktorunuz tarafından önerilebilir.

Girişimsel ağrı tedavilerinin geçmeyen bel ağrılarında yeri

Özellikle geçmeyen bel ağrılarında girişimsel ağrı tedavileri algoloji uzmanları tarafından başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. Girişimsel ağrı tedavilerinin bazı riskleri ve komplikasyonları var. Bu nedenle algoloji eğitimi almış uzman doktorların bu girişimleri yapması komplikasyon riskini en aza düşürecektir.

Bel ağrısı tedavisinde enjeksiyon

Korse ve destekler

Ağrılı atak döneminde bel korseleri bel hareketlerinin kısıtlanmasında destek sağlayarak bel ağrısının azalmasında etkili olabilirler. Fakat uzun süreli kullanımları kas güçsüzlüğüne yol açtığından önerilmez.

Cerrahi Tedavi

Geçmeyen bel ağrısı olan hastaların çok az bir kısmında, ameliyata gerek duyulur. Diğer tüm tedavilere cevap vermeyen, ciddi ve dirençli ağrılı durumlarda cerrahi operasyon düşünülür. Sinire ve/veya omuriliğe bası yaparak bacakta ilerleyen güçsüzlüğe, idrar ve dışkılama sorununa neden olan bel fıtığında ve diğer hastalıklarda, doktorunuz acilen ameliyat olmanızı önerebilir.

Covid-19 ve Bel Ağrısı

Kök Hücre tedavisi

COVID-19 Bel Ağrısına Neden Olabilir mi?

2020 tarihli bir araştırma incelemesi, ağrının COVID-19’un en yaygın semptomlarından biri olduğunu ve bazen başka semptomların yokluğunda sıklıkla erken semptomlardan biri olarak ortaya çıktığını gösterdi. İnsanların en sık bildirdiği ağrı türleri şunlardır:

Miyalji olarak bilinen genel kas ağrılarının, insanların yüzde 36’sına kadarında ilk COVID-19 semptomları arasında olduğunu gösterdi. Bununla birlikte, vücut ağrılarının olması mutlaka COVID-19 olduğunuz anlamına gelmez. Bu ağrılar ayrıca grip hastalarında yaygın belirtileridir.

covid-19 ve bel ağrısı

2020’de yapılan bir araştırma, COVID-19’lu 210 kişiden oluşan bir grubun yüzde 69,3’ünün semptom olarak ağrı bildirdiğini buldu. Ağrı bildirenlerin % 43.6’sının sırt ve bel ağrısı olmuştur. Bir başka araştırma incelemesi, sırt ağrısının en sık bildirilen COVID-19 semptomlarından biri olduğunu da buldu.

COVID-19 neden bel ağrısına neden olur?

Yaygın vücut ağrıları, kas ağrısı veya eklem ağrısı, COVID-19 ve diğer viral enfeksiyonların yaygın semptomlarıdır. Ağrının öncelikle vücudun bağışıklık tepkisinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

COVID-19 enfeksiyonu, bağışıklık sisteminiz tarafından sitokin adı verilen proinflamatuar maddelerin salınımını uyarabilir. 2020 yılında yapılan bir araştırma incelemesi, bu maddelerin, sinirlere etki eden ve beyine ağrı mesajları gönderen prostaglandin E2 adlı bir molekülün oluşumunu uyarabileceğini gösterdi.

bel ağrısı

2020 yapılan başka bir araştırma incelemesi, viral enfeksiyonların neden olduğu kas ağrılarının interlökin-6 adı verilen spesifik bir sitokinin  up-regülasyonu ile bağlantılı olduğunu gösterdi.

Ayrıca COVID-19’a neden olan virüsün ağrı gelişiminde rol oynayan doku hasarına neden olabileceği öne sürülmüştür.

COVID-19’a neden olan virüs, hücrelerinize girmek için anjiyotensin dönüştürücü enzim 2 (ACE2) adı verilen bir enzimi taklit edebilir. Bu enzim için reseptörler iskelet kasları da dahil olmak üzere vücudun birçok yerinde bulunduğu gösterilmiştir. 

Bel ağrısı uzun süreli COVID-19 belirtisi midir?

COVID-19’lu bazı kişilerde, enfeksiyondan sonra gelişen bazı semptomlar haftalar veya aylar sonra da devam eder. Bu kalıcı komplikasyonlara uzun süreli semptomlar denir. En yaygın uzun dönem semptomlarından bazıları şunlardır:

  • nefes darlığı
  • tükenmişlik
  • değişmiş koku veya tat
  • bilinç kararması
  • eklem veya kas ağrısı
  • öksürük

Bazı insanlarda COVID-19 enfeksiyonundan sonra kalıcı bel ağrısı geliştiği bildirilmektedir.

2020 yılında yürütülen bir İtalyan araştırması, COVID-19 semptomlarının başlamasından sonraki 2 aylık takipte COVID-19’lu kişilerin yaklaşık yüzde 25’inde kalıcı eklem ağrısı olduğunu buldu. Yorgunluk ve nefes darlığından sonra bildirilen en yaygın üçüncü uzun dönem semptomuydu.

Sonuç

Bel ağrısı ve kas ağrısı, COVID-19’lu kişiler tarafından yaygın olarak bildirilmektedir. Genellikle ağrı, hastalığın erken evrelerinde gelişir ve ilk semptom olabilir. Vücut ağrısının öncelikle bağışıklık sisteminizin COVID-19 enfeksiyonuna verdiği yanıttan kaynaklandığı düşünülmektedir.

Tek başına sırt ağrısına sahip olmak mutlaka COVID-19’un bir belirtisi değildir. Grip gibi diğer viral enfeksiyonlar da vücut ağrılarına neden olabilir. Ağrınızın bir COVID-19 belirtisi olup olmadığından emin olmanın tek yolu, pozitif bir tanı testi yaptırmaktır. Bununla birlikte, pozitif bir tanı testi sonucuyla bile, küçük bir yanlış sonuç olasılığı vardır.

Azərbaycanda İlk Uzman Alqoloq

Algoloji uzmanı - Alqoloq

Uzman Alqoloq tərəfindən xronik ağrıların və inadkar kəskin ağrıların diaqnostikası və müalicəsi

Uzman Alqoloq Dr. Tural BayramovAzərbaycanın ilk uzman alqoloqu (ağrı mütəxəssisi) Dr. Tural Bayramov tərəfindən türk və ingilis dillərində təsis edilən bu veb saytda alqologiya ilə əlaqəli mövzular haqqında geniş məlumat almaq mümkündür.

Uzm. Dr. Tural Bayramov hazırda Türkiyənin İzmir şəhərində Acıbadem Kent xəstəxanasında fəaliyyətini davam etdirir.

Dr. Tural Bayramovun diaqnostika və müalicəsini həyata keçirdiyi xəstəliklər :

  • Baş ağrıları
  • Bel və boyun ağrıları
  • Üz və çənə ağrıları
  • Xronik qarın ağrıları
  • Xronik pelvik (çanaq) ağrıları
  • Xronik döş qəfəsi ağrıları
  • Nevralgiyalar (trigeminal, qlossofaringeal və d.)
  • Oynaq və əzələ ağrıları
  • PRP və Kök hüceyrə müalicəsi
  • Üst və alt ətraflarda olan ağrılar
  • Damarların spazmına ve tıxanmasına bağlı olan ağrılar
  • İnadkar kəskin ağrılar
  • Xərçəng xəstəliyinə bağlı ağrılar
  • Hıçqırıq, əllərdə və ayaqlarda həddindən artıq tərləmə ( hiperhidroz), dərman müalicəsinin fayda etmədiyi nəcis və sidik inkontinansı (qaçırma)

 

Ağrı Pili veya Spinal Kord Stimülatörü (SCS) Nedir?

Ağrı pili veya spinal kord stimülatörü

Spinal Kord Stimülatörü veya Ağrı Pili Nedir? Hangi Hastalara ve Nasıl Uygulanır?

Spinal Kord Stimülatörü – Ağrı Pili nedir?

Spinal Kord Stimülatörü (ağrı pili), ağrıyı gidermek için doğrudan omuriliğe düşük volatajda elektrik akımı gönderen implante edilmiş bir cihazdır. Spinal kord stimülatörü, ince tellerden (elektrotlar) ve küçük, kalp pili benzeri bir pil takımından (jeneratör) oluşur. Elektrotlar, omurilik ve omur arasına (epidural boşluk)  yerleştirilir ve jeneratör, genellikle kalça veya karın yakınına, derinin altına yerleştirilir. Ağrı pili, hastaların ağrı hissettiklerinde uzaktan kumanda kullanarak elektriksel uyarıları göndermelerini sağlar.

Spinal kord stimülasyonu, çoğunlukla konservatif ağrı tedavisi seçenekleri yeterli rahatlama sağlayamadığında kullanılır. Stimülasyon ağrının kaynağını ortadan kaldırmaz. Sadece beynin algılama şeklini değiştirir. Sonuç olarak, analjezik etkisi her kişi için farklı olabilir. Ağrı pilinin hedefi ağrıda %50 ila %70’lik bir azalmadır. Bununla birlikte, hastanın günlük aktivitelerini gerçekleştirmesine yardımcı oluyorsa ve aldığı ağrı kesici ilaç miktarını azaltıyorsa, ağrıda küçük bir azalması bile önemli olabilir. Spinal kord stimülasyonu kas gücünü artırmaz.

Ağrı Pili veya Spinal Kord Stimülatörü

Spinal kord stimülasyonu, aşağıdakiler de dahil olmak üzere farklı türdeki kronik ağrıları tedavi etmek veya yönetmek için kullanılabilir:

  • Ameliyattan sonra bile devam eden bel ağrısı (başarısız bel ameliyatı sendromu)
  • Araknoidit (beyni ve omuriliği kaplayan ince bir zar olan araknoidin ağrılı iltihabı)
  • Başka yollarla tedavi edilemeyen göğüs (kalp) ağrısı (anjina)
  • Omurilik yaralanmaları
  • Nöropatik (sinirle ilgili) ağrılar (radyasyon, cerrahi veya kemoterapiden kaynaklanan şiddetli diyabetik nöropati ve kansere bağlı nöropati gibi)
  • Periferik damar hastalıkları
  • Kompleks bölgesel ağrı sendromu
  • Amputasyon sonrası ağrı
  • Viseral karın ağrısı ve perine ağrısı

Doktor ağrı pilinin hasta için doğru bir tercih olduğundan ve muhtemelen kronik ağrıda önemli bir rahatlama sağlayacağından emin olmak isteyecektir. Bu öneriyi yapmak için algoloji (ağrı) uzmanı kan tahlilleri, görüntüleme testleri ve psikolojik tarama isteyecektir.

Her hasta farklıdır, ancak genel olarak ağrı pilinden en çok fayda gören kişiler:

  • İlaç tedavisi, minimal invazif tedaviler veya önceki ameliyatlarla yeterli düzeyde ağrısı azalmamış hastalar
  • İşlemin etkinliğini azaltacak psikiyatrik rahatsızlığı olmayan hastalar

Spinal Kord Stimülasyonu nasıl uygulanır?

  • Girişim gününde başlayan veya daha öncesinden başlamış olan grip, sinüzit veya benzeri bir enfeksiyon varsa yahut sebebi saptanmamış da olsa yüksek ateş varsa girişimden önce mutlaka doktora bildirilmelidir.
  • Kan sulandırıcı ilaçlar önceden kesilmeli. Özel durumlarda hasta kullanılan pıhtılaşma önleyici ilaçları kullanmasını öneren hekimle görüşüp hekim onayını alması ve ardından en az 1 hafta önceden kesilmeli.
  • Girişimin 6-8 saat öncesinden itibaren tamamen aç ve susuz kalınmalı; herhangi bir katı-sıvı gıda, su ve çay almamış olmanız gerekmektedir. Eğer devamlı olarak kullanılması gereken kalp, şeker veya tansiyon ilacı varsa doktora görüşerek ilaçları nasıl alınması gerektiğini soruulmalı.
  • Girişim günü mevcut en son tarihli görüntüleme yöntemi ve filmleri ( MR-EMG-Tomografi) hasta beraberinde getirmeli.
  • Müdahalenin yapılacağı bölgede açık yara veya enfeksiyon düşündürecek cilt defektlerinin varlığında doktora bilgi verilmeli.
  • Mutlaka hastaya eşlik edebilecek bir refakatçi ile gelinmeli.

Başarılı Spinal Kord Stimülasyonu uygulaması için iki aşama gerektirir: birinci aşama uygulamanın etkinliğini test etmek – deneme aşaması ve ikinci kalıcı implantasyon aşaması.

Deneme aşamasında floroskopi ile görüntüleme eşliğinde algoloji uzmanı tarafından yönlendirilen elektrotlar omurganın epidural boşluğuna dikkatlice yerleştirilir. Ağrının yeri, bu elektrotların omurga boyunca hangi seviyeye yerleştirileceğini etkiler. Jeneratör/pil vücudun dışında tutulur ve bir kemer üzerinde hastanın belinizin etrafına takılır.

Yaklaşık 1-3 hafta boyunca cihazın ağrıyı ne kadar azalttığı değerlendirilir. Ağrı düzeyinde %50 veya daha fazla azalma olursa, deneme başarılı olarak kabul edilir. Başarılı olursa, cihazı kalıcı olarak implante etmek için ameliyat planlanır. Başarısız olursa, teller klinikte omuriliğe veya sinirlere zarar vermeden kolayca çıkarılabilir.

İkinci aşamada kalıcı implantasyon prosedürü sırasında jeneratör(pil) derinin altına yerleştirilir ve deneme elektrotları steril elektrotlarla değiştirilir. Deneme elektrotlarının aksine, bunlar hareketi en aza indirmek için dikişlerle sabitlenecektir. İmplantasyon işlemi  yaklaşık 1-2 saat sürebilir.

Ameliyat sonrası ne olur?

Çoğu hasta aynı gün veya ertesi sabah eve taburcu edilir. Jeneratör (Pil), hastaneden ayrılmadan önce programlanacaktır. Evde hastanın izlemesi için algoloji uzmanı yazılı talimatlar verecektir.

Ameliyat sonrası 6 hafta boyunca hasta eğilmemeli, ağır bir eşya kaldırmamalı, belini ve sırtını bükmemeli veya başının üzerinde olan eşyalara uzanmamalı. Bu, iyileşene kadar elektrotlarınların yerinden oynamasını önlemek içindir.

  • 2 kilodan daha ağır bir şey kaldırmamalı
  • Bahçe işi, ev işi ve seks dahil yorucu aktivite yapılmamalı
  • Takip randevusuna kadar araba kullanmamalı
  • Alkol içmemeli, kanama riskini artırır. Ayrıca, alkol ağrı kesici ilaçlarla karıştırmamalıdır.
  • Ağrı ve şişliği azaltmak için insizyon etrafına günde 3-4 kez 15-20 dakika boyunca soğuk uygulaması (buz) yapılmalı.
  • Hasta uyumadığı sürece bir saatten fazla oturmamalı veya bir pozisyonda yatmamalıdır.
  • Baş ağrıları, elektrot bölgesi çevresinde beyin omurilik sıvısının sızmasından kaynaklanabilir. Sızıntı genellikle kendi kendine iyileşir. Hasta düz bir şekilde uzanmalı ve bol miktarda kafeinli karbonatsız sıvı (çay, kahve) içmelidir.
  • Her 3-4 saatte bir 5-10 dakika ayağa kalkmalı ve yürümelidir. Hasta yapabildiği kadar yavaş yavaş yürümeyi artırmalıdır.

Spinal Kord Stimülatör cerrahisinin komplikasyonları nadirdir, ancak hiçbir işlem risksiz değildir. Hastaların küçük bir yüzdesi şunları yaşayabilir:

  • İlk 2-8 haftada ortaya çıkabilen enfeksiyon.
  •  
  • Elektrot migrasyonu (yani elektrotlar orijinal konumlarından hareket eder ve stimülatör ağrıyı etkili bir şekilde engellemez). Bu genellikle elektrotları uygun noktaya geri koymak için bir takip ameliyatı gerektirir.
  • Cihaz hasarı (ör. düşme veya yoğun fiziksel aktivite stimülatörü bozar).
  • Dural ponksiyon – Dura mater omuriliği çevreler. Elektrotlar, dura mater’nin hemen dışındaki epidural boşluğa yerleştirilir. Bir iğne veya elektrot çok derine iner ve onu delerse beyin omurilik sıvısı dışarı sızabilir. Bu delikler şiddetli baş ağrılarına neden olabilir.
  • Omurilik travması – Son derece nadir olmasına rağmen, omurilik stimülatörünün yerleştirilmesi sinir hasarına ve felce neden olabilir.

Spinal Kord Stimülasynunun sonuçları dikkatli hasta seçimine, başarılı deneme stimülasyonuna, uygun cerrahi tekniğe ve hasta eğitimine bağlıdır. Stimülasyon, ağrıya neden olan durumu iyileştirmez. Ama, hastaların ağrıyı yönetmesine yardımcı olur. Ağrı en az yarı yarıya azalırsa uygulama başarılı kabul edilir.

Ağrı pili ile ilgili yayınlanmış çalışmalar, kronik ağrıdan mustarip hastaların %50 ila %80’inde iyi ila mükemmel uzun süreli rahatlama olduğunu göstermektedir.

Spinal Kord Stimülatörüyle yaşamak

Genel olarak, ağrı pili tarafından sağlanan ağrı azalması, hastaların ameliyattan önce yapabileceklerinden çok daha fazlasını yapmalarını sağlar, ancak dikkat edilmesi gereken bazı kısıtlamalar vardır.

Ağrı pili kapalı olduğu sürece, röntgen ve BT taramaları genellikle güvenlidir. Herhangi bir taramaya başlamadan önce daima doktorunuza, hemşirenize veya teknisyeninize ağrı pilinizin olduğunu bildirin.

Hayır, ağrı pili olanlar için MR her zaman güvenli değildir. Bazı yeni cihazlar belirli MR makinesi modelleri uyumludur, ancak doktorunuzun önce stimülatorunuzun özelliklerini değerlendirmesi gerekecektir. Cihazınız MR uyumlu değilse, MRG ciddi yaralanmalara neden olabilir.

Evet, havaalanı güvenlik kapıları stimülatorunuzu algılayacaktır, ancak doktorunuz size makineyi atlamanıza izin verebilecek bir belge verecektir.

Hayır, stimülasyon seviyelerindeki ani değişiklikler dikkatinizin dağılmasına neden olabileceğinden, araç veya ağır makine kullanırken ağrı pilinizi kapatmalısınız.

Kalıcı, implante edilmiş bir jeneratörle yüzmek iyidir, ancak geçici stimülatörünüzü ıslatamazsınız. Deneme süresi boyunca banyo ve duşlardan kaçınmanız gerekecektir.

Evet, sağladığı ağrı kesici düzeyinden memnun değilseniz veya sisteminizde bir enfeksiyon veya mekanik sorun varsa ağrı pili güvenle çıkarılabilir.

Boyun Ağrısı ve Egzersiz Tedavisi

Boyun Ağrısı Tedavisinde Önerilen Egzersizler

Boyun ağrısı ve zedelenmesini önlemenin en iyi yolu, dirençli, güçlü, esnek kaslara ve eklemlere sahip olmaktır. Bilgisayar ekranında saatlerce oturmak gibi uzun süreler boyunca sırtı sabit bir pozisyonda tutmak, sırt veya boyun bölgesinde gerginliği artırır. Boyun ve sırt gerginliği için en iyi koruyucu tedavi harekettir.

Boyun egzersizleri, boyun ağrısı olan hastalar için neredeyse tüm tedavi planlarının ortak bir parçasıdır. Tipik bir boyun egzersiz programı, germe ve güçlendirme egzersizleri ve aerobik kondisyon egzersizlerinin bir kombinasyonundan oluşacaktır.

Bu yazımızda basit boyun ağrısı ve boyun kaslarında oluşan gerginliği hafifletebilecek bazı kolay boyun egzersizleri ile ilgili bilgi vereceğiz.

Boyun Ağrısı

1. Boyun kaydırma

Baş nötr pozisyonda başlayın. Yavaşça çenenizi öne doğru kaydırın. Beş saniye tutun ve başlangıç pozisyonuna dönün. 10 kez tekrar edin.

Boyun Egzersizi 1

2. Boyun ekstansiyonu

Sırtınızı kamburlaştırmadan, başınızı yavaşça geriye doğru hareket ettirin, böylece yukarı bakmış olursunuz. Beş saniye bekleyin. Başlangıç pozisyonuna dönün. Bu, boyun gerginliğini önlemek için her zaman yapılabilecek iyi bir egzersizdir.

Boyun Egzersizi 2

3. Boyun Rotasyonu

Baş nötr pozisyonda, ileriye bakarak başlayın. Başınızı yavaşça sola çevirin. On saniye tutun, ardından başlangıç pozisyonuna dönün. Sonra yavaşça başınızı diğer tarafa çevirin. On saniye bekleyin. Başlangıç pozisyonuna dönün. 10 tekrar yapın. Boyun gerginliğini önlemek için bu egzersizi her yarım saatte bir yapabilirsiniz.

Boyun Egzersizi 3

4. Boyun Lateral Ekstansiyon

Baş nötr pozisyonda ileriye bakarak başlayın. Başınızı yavaşça sola doğru eğin. Sol elinizi direnç için kullanın ve boynunuzdaki kasları kullanarak diremçe karşı koyun. Beş saniye tutun, ardından başlangıç pozisyonuna dönün. Sonra yavaşça başınızı diğer tarafa doğru eğin. Beş saniye bekleyin. Başlangıç pozisyonuna dönün. 10 tekrar yapın. Boyun gerginliğini önlemek için bu egzersizi her yarım saatte bir yapabilirsiniz.

Boyun Egzersizi 4

5. Omuz Kaldırma

Baş nötr pozisyonda, ileriye bakarak başlayın. Her iki omuzu da yavaşça yukarı kaldırın. Beş saniye tutun, ardından başlangıç pozisyonuna dönün. 10 tekrar yapın. Bu egzersizi her yarım saatte bir yapabilirsiniz.

Boyun Egzersizi 5

6. Boyun Fleksiyonu

Baş nötr pozisyonda, ileriye bakarak başlayın. Çenenizi yavaşça göğsünüze doğru indirin. Beş saniye basılı tutun, ardından başlangıç pozisyonuna dönün. 10 tekrar yapın. Bu egzersizi her yarım saatte bir yapabilirsiniz.

Boyun Egzersizi 6

7. Derin Germe Egzersizleri

Baş nötr pozisyonda, ileriye bakarak başlayın. Boyun lateral fleksiyon ve germe hareketinde başınızın omzunuza doğru düşmesine izin verin. Elinizle baskı uygulayabilirsiniz.

Boyun öne fleksiyon ve germe hareketinde başınızın öne doğru düşmesine izin verin ve elinizle baskı uygulayabilirsiniz.

Her iki hareketde 30 saniye basılı tutun, 3 kez tekrarlayın.

Boyun Egzersizi 7

8. Direnç Egzersizleri

Baş nötr pozisyonda tutun. Aşağıdaki pozisyonlarda 5 saniye boyunca başınıza direnç uygulayın, ardından gevşeyin. Fleksiyon – eli alnına yerleştirin. Ekstansiyon – eli başın arkasına .

Boyun Egzersizi 8-1 Boyun Egzersizi 8-2

9. Havlu Çekme

Rulo havluyu boynunuza yerleştirerek ve uçlarını ellerinizle tutun. Başınızı havlunun üzerinde çevirerek, olabildiğince yavaşça yukarı bakın. Başınızı geriye doğru uzatırken servikal omurgayı desteklemek için havluyla hafif bir baskı uygulayın. Bu pozisyonda durmayın. Bunun yerine başlangıç pozisyonuna geri dönün. 10 kez tekrarlayın.

Boyun Egzersizi 9

Bazı durumlarda hastalar için egzersiz uygun olmayabilir. Asla artan ağrıya neden olan herhangi bir egzersiz yapmamalısınız ve böyle bir durum yaşandıysa doktora danışmanız önerilir.